Milliyetçi Hareket Partisi 27.Dönem Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak "Bugün bize düşen; bizi birbirimize düşürmek isteyen hiçbir oyuna izin vermemek, ülkemiz için omuz omuza vererek çok çalışmaktır" dedi.
MHP 27.Dönem Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak, Kara Eylül'ün yıldönümü dolayısıyla sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"11 Eylül'de kan gövdeyi götüren terör, 12 Eylül'de ise "kesilen terör" adıyla sahnelenen senaryonun sonucuydu. Olgunlaştırılan kaos, kargaşa ve terör; zamanı geldiğinde "demokrasiyi koruma ve kollama" aldatmacasıyla darbelerin gerekçesi yapıldı. Milletin iradesi esir alınmak istendi. Çıkarılan fitnenin, kışkırtılan terörün gerçek failleri perde arkasında kalırken; gençler göstermelik mahkemelerde yargılandı, kamuoyu algılarla aldatıldı.
Bir yanda "denge mahkemeleri" ile adalet tiyatrosu oynanırken, diğer yanda "bir ondan bir ondan astık"diyerek insan canına kıyan "bizim çocuklar "denen ! Darbeci yöneticiler vardı. Vatanını, milletini, devletini savunmak için canını feda eden serdengeçti gençler; ihanet şebekelerinin beslemeleriyle aynı kefeye kondu. Oysa onlar darağacına yürürken bile gülümseyen, helallik isteyen, şehadeti en büyük mertebe bilip Rabbine kavuşan ülkücülerdi.
Bu manzara, bir dönemin kara tablosuydu. 1938'den itibaren kurgulanan senaryolar; muhtıralar, darbeler, ayaklanmalar, sokak kargaşaları, hatta adı anılmayan "sanayi darbeleri"… Hepsi aynı zincirin halkalarıydı. Ve nihayet 15 Temmuz'da, milletin iradesini esir almak isteyen hainler son oyunlarını sahnelemek istedi.
15 Temmuz, bu karanlık planların sonu, milletin yeniden diriliş günü oldu. O günden sonra başlayan süreç; yaralarını sararak yeniden ayağa kalkan bir milletin, devletiyle el ele yürüyüşünün başlangıcıdır. Artık bu senaryoların bu topraklarda karşılık bulması mümkün değildir, olmamalıdır.
Bugün bize düşen; bizi birbirimize düşürmek isteyen hiçbir oyuna izin vermemek, ülkemiz için omuz omuza vererek çok çalışmaktır. Dünya göz önünde, insanlığın ise yalnızca adı kalmıştır. Bu şartlarda güçlü olmak, birlik olmak, adaletin ve insanlığın tarafı olmak; hakikatin hakemi olmak ve beklenen Türkler olarak sorumluluğumuzu yerine getirmek durumundayız. Hak Güvencemizdir…Şehitlerimizi rahmetle,Gazilerimizi hürmetle, Ülküdaşlarımı muhabbetle selamlarım."