Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Abdulvahap DOĞU yazdı: Ulucanlar 1. Koğuş...

Abdulvahap DOĞU yazdı: Ulucanlar 1. Koğuş...

GÜNDEM 25.07.2025 14:10:00 0

Abdulvahap DOĞU  / 3. Bölüm

Günlerimiz öyle böyle geçip gidiyordu. Tam karşımdaki ranzada yatan 'Cıkko Dayı' diye bir mahküm vardı. 

Çok sessiz biriydi, ama gün görmüş ağır bir mahkum olduğu belliydi. Ben bahcede volta atarken yanıma geldi ve beraber voltaya devam ederken, "Yeğenim zulan var mı (zula dediği bıçak, falçata yani kesici delici bir alet)… Dedim, dayı zulam yok hem zulalık bir işim olmaz!

“Yeğen ben gençlik yıllarımı mapushanelerde bitirdim, senin zulalık bir işin olmasa bile, senin baṣına iş verirler. Ben yarın tahliye oluyorum, patlıcan oyacağından yapılmış oluklu keskin bir falçatam var. Bunu sana veriyim” dedi. 

 

Olur da kaç para vereceğim diyince Cıkko Dayı kızgın bir halde durarak “Yeğenim mapushanede bu zulanın fiyatı olmaz, parayla almaya kaksan da bulamazssın. Benim sana kanım ısındı. Bu 'Bitlisli Cengiz' senin başına bir iş açacak. Bir ülkücü olarak garibanlara yardım dağıtman onların işine gelmez” diye uyarılarına devam etti. 

Sağ olsun Cıkko Dayı bana zulayı verirken nerelerde saklayabileciğimi de öğretti. 

O dönem, Ankara'da meşhur Yıba Çarşısında uluslararası nakliye firmam vardı ve 5 - 6 arkadaşımız işleri yürütüyor. 

Gardiyan Baki ile çocuklara haber gönderdim, ikinci gün Cıkko Dayı tahhliye olunca çocuklar kapıdan alıp giydirip cebine harçlığını koyup gideceği yere kadar götürmüşler…

Ertesi sabah koğuşta bir telaşla uyandım. Bağırmalar, demir kapıya vurmalar….

Allah Allah, sabah sabah ne oluyor demeye kalmadan, üst ranzada ve onun yanında yatan sözde Ülkücüler (Şimdinin İYİ partilileri, döneklikte ve davaya ihanette önde gidenler…) 

Adnan, abi kaç solcular koğuşu basmaya hazırlanıyorlar diyerek koğuşu terk edip gardiyanlara sığındılar. 

O ara gardiyan Baki gelerek “Abi gel seni burdan cıkaralım” dediysede ben koğuştan çıkmadım. Baki ortadaki durumu anlattı…

İkinci kısımdaki Ülkücülerin kaldığı koğuştan 3 ülkücü arkadaş sabah bahçe kapıları açılır açılmaz bizim 1 ci koğuştan geçerek 3.cü koğışa gitmişler ve ordaki çocuğa tecavüz eden bir mahkümün çay bardağını kırarak cam parçalarıyla yüzünü parçalayıp geri koğuşlarına dönmüşler.

Meğer mesele buymuş…

Yaralıyı hastaneye götürdüler; cezaevi savcısı geldi. Bahçeye mahkümları toplayıp bir konuşma yaptı. Savıcı gidince baktım, Bitlisli Cengiz'in etafına beş on kişi toplandı; bana bakarak konuşuyorlar.

Cezaevi naconunda baṣka bir koğuştan gelip oradakilere ceza verilecekse önce koğuş ağasından müsade alınması gerek. Yoksa koğuş ağasına hakaret kabul edilir.

Burdaki olay, Bitlisli Cengiz'e haber vermeden 1 ci koğuştan geçip icraat yapılması… Haliye Cengiz bu duruma müdahale etmezse cezaevindeki kariyeri çizilir.

Ortamın gergin olduğunu görünce bu koğuşta Ülkücü olarak bir ben varım haliyle kariyerlerini kurtarmak için bana saldıracaklar.

Koğuşa girdim, falçatamı zuladan çıkardım koluma gizleyerek yatağıma oturup belanın gelmesini bekledim.

Eğer kaçsam Ülkücüler korktu kaçtı diyeceklerdi.

Yani olay saptırılmış  Ülkücü - Solcu kapıṣmasına dönmüştü…

DEVAM EDECEK

Anahtar Kelimeler: Abdulvahap yazdı: Ulucanlar . Koğuş...
Haberi Sesli Oku

YAZARLAR