Ali KUZENCİK yazdı
Biz;
Ne yoldan çıkanlardan olacağız.
Ne de;
Yoldan çıkanların değirmenine su taşıyacağız.!
Hz. Aişe Annemize iftira atan, öldükten sonra da Hz. Peygamberimizin gömleği ile kefenlenmeyi tavsiye eden Abdullah bin UBEYY’e gibi tiplerden uzak duracağız.
Yoksa “dondurucu iklim şartlarından” dolayı pamuğun yetişmediği Sivas’da “Hallaç” dükkanından aldığı bir kilo pamuğu paketleyip Bab-ı Ali’ye gönderen ve takdirname alan Sivas Valisi YALANCI İZZET PAŞA’ya benzemiş olursunuz.!

Hastalıklı bir zihniyete sahip olan ve Devlet/Millet el ele omuz omuza yaraları sarma derdinde iken Zillet ittifakının başı Kasetdaroğlu ve ekibi böyle kara günde bile yalan üzerine siyaset yapmaya çalışıyorlar…
Deprem, sel, yangın gibi felaket anlarında hemen piyasaya çıkan, Türkiye’yi küçük düşürmek ve buradan siyasal fayda uman sanatçı, yazar çizer, siyasetçi maskeli mandacılar, kalemlerini fonlara satarak ülkemiz aleyhine kullanıyorlar.
Hayatları “menfaat ve çıkar” üzerine kurulu olanlar “önce ülkem ve milletim” kavramını anlayamazlar.
Her seher vaktinde duamız o ki;
Hak etmeyeni sevdirme bize Yarabbi.
Vefa adam olmaktır, ahlaklı olmaktır, mertliktir, iman ve vicdan alametidir.
Dava ve ülkü arkadaşlarımıza karşı bitmeyecek bir vefamız, eksilmeyecek
bir muhabbetimiz vardır.
Hani… Zaman zaman Devlet Bey
konuşmalarında der ya:
"Bir sevdadır bizimkisi, seveni fani, sevileni baki, sevgisi ebedi."
Kimlerin kuru yaprak misali nerelere savruldukları artık bu saatten sonra bizi ilgilendirmiyor.
50 yıldır biliriz ki “bizim gülistanın gülü başka bahçelerde diken gözüyle bakılır.”
Bestekârı Cevdet Çağla’nın olduğu Türk Sanat Müziğinde çok sevdiğim Hüzzam Makamında güzel bir şarkı var;
“Şu göğsüm yırtılıp baksan, dikenler aynı güldendir,
Şikâyet bilmeyen kalbim kanar hep aynı eldendir.”
Kendi düşen ağlamaz…
-Bizim obamız Üçhilal’li MHP…
-Ocağımız ise Bozkurtlu Ülkü Ocakları Allah’a şükür.
Dervişe sormuşlar;
-Huzur ve mutluluk nedir.?
Derviş demiş ki;
-İnandığım yolda inandığım kişiyle yürümek.
Rahmetli Dündar TAŞER büyüğümüzün dediği gibi;
“-Ülkücülerin kanaatları sağlam, imanları bütün, fikirleri berraktır. -Serttirler ama odun gibi değil elmas gibi pırıl pırıl.”


Bu yüzden deriz ki;
Her ağız “ülkücülüğü” tarif edemez, daha doğrusu bu söz her ağıza da her bünyeye de yakışmaz.!
O, bir zor zanaattır.
O, aşık olmaktır, fedakarlıktır, istememektir, karşılıksız sevmektir, ölümle eğlenmektir, kutsalları şu ki;
-Vatan için yaşayıp millet için ölümü göze almaktır,
-Dünyanın bütün makamlarını elinin tersiyle itebilmektir,
-Yokluğa ve hiçliğe talip olmaktır,
-Göz önünde olmamaktır,
-Paylaşırken geride durmayı bilmektir,
-Nefsine galip gelmektir,
-Hoş görmektir...
Ha diyeceksiniz ki böylesi de var mı.? Her elinizi attığınız yerde böylesi olsa idi dünya bu kadar rezil olmazdı... ÜLKÜCÜ, AZ BULUNANDIR.
Hayatta dünyanın merkezinde olmak önemli değil. Ülküdaşlarını seven ve kollayan insanların kalbinin merkezinde olmak önemlidir…
28-Mart-2023
Ali KUZENCİK