Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Bulduk ÖZDEMİR yazdı: DAVUD KORİDORUNUN ASLI NEDİR?

Bulduk ÖZDEMİR yazdı: DAVUD KORİDORUNUN ASLI NEDİR?

Bulduk ÖZDEMİR yazdı: DAVUD KORİDORUNUN ASLI NEDİR?
GÜNDEM 19.07.2025 13:05:00 0

İsrail’in Şam’ı bombalamaya başlaması ile tekrar gündeme oturan Davud Koridoru meselesi neden onlar için bu kadar önemlidir?

Davud Koridoru, İsrail'i Suriye üzerinden Irak'ın kuzey bölgesine bağlamayı hedefleyen bir ekonomik ve güvenlik koridoru projesidir. 

Bu proje, İsrail'in stratejik çıkarlarını genişletmek, enerji kaynaklarını (özellikle petrol ve doğal gaz) Akdeniz'e taşımak ve bölgedeki jeopolitik etkisini artırmak amacıyla planlanmaktadır. 

Koridor, aynı zamanda PKK/PYD gibi grupların kontrol ettiği bölgeler üzerinden denize erişim sağlamayı ve sözde bir "Kürdistan" devletinin deniz bağlantısını kurmayı hedeflediği iddialar arasındadır.

Adı, Yahudi geleneğinde önemli bir figür olan Hz. Davud'dan (Kral David) gelmektedir ve köken bilimi açısından "en çok sevilen, göz bebeği" anlamını taşır. Bu ismin bir ticari veya güvenlik koridoruna verilmesi, projenin dini ve sembolik bir anlamla ilişkilendirildiğini göstermektedir.

Davud Koridoru'nun temel amaçları şunlardır:
Ekonomik Hedefler: 

Irak’ın kuzeyinde çıkan petrolü, Suriye üzerinden İsrail'in Hayfa Limanı'na ulaştırarak küresel pazarlara taşımak.

Kadim İpek ve Baharat Yolları'nı modern bir şekilde yeniden canlandırarak, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa ekonomik koridoruna entegre etmek. Bölgedeki enerji kaynaklarının (petrol ve doğal gaz) güvenli bir şekilde Batı'ya ulaşmasını sağlamak.

Güvenlik Hedefleri:

İsrail'in güvenliğini artırmak için Suriye ve Irak'taki stratejik bölgelerde kontrol sağlamak.
Türkiye ve İran'ın bölgedeki etkisini sınırlamak, bu ülkeleri izole etmek ve bölgesel güç dengesini İsrail lehine değiştirmek.

PKK/YPG terörist gibi grupları destekleyerek, bu gruplar üzerinden bir "Kürt koridoru" oluşturmak ve bu koridoru İsrail'in güvenlik politikalarına entegre etmek.

Jeopolitik Hedefler:

İsrail'in "Arz-ı Mev'ud" (Vaat Edilmiş Topraklar) ideolojisiyle bağlantılı olarak, bölgedeki azınlık gruplarını (örneğin Kürtler ve Dürziler) birleştirerek bir jeopolitik kavşak oluşturmak. Suriye'nin güneyinden başlayarak Irak’ın kuzeyine uzanan bir hat üzerinden bölgesel egemenlik kurmak.

2012'den itibaren Suriye iç savaşının başlamasıyla, İsrail'in Güney Suriye'yi enerji ve güvenlik koridoru olarak hedeflediği anlaşılmaktadır. 

Türkiye'nin Suriye'deki operasyonları (örneğin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları), bu koridorun kuzeyden Akdeniz'e ulaşmasını engellemiştir. 

Bu nedenle, koridorun tesisi için Suriye'nin güneyinde, özellikle El Tanif Üssü civarında (ABD'nin desteklediği bir bölge) çatışmalar yoğunlaşmıştır.

2023 ve 2024 yıllarında, özellikle 7 Ekim 2023 Hamas-İsrail çatışmalarından sonra, Davud Koridoru projesi daha sık tartışılmaya başlanmıştır. 
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun "Yeni Ortadoğu" ifadesi ve bölgedeki askeri hareketliliği, bu projenin hayata geçirilmesi ile ilişkilendirebiliriz.

Davud Koridoru, Türkiye ve İran'ı bölgesel olarak izole etmeyi ve bu ülkelerin etkisini azaltmayı hedeflediği için ciddi bir tehdit olarak algılanmalıdır. 

Türkiye, özellikle Suriye'deki PKK/YPG/PYD varlığına karşı operasyonlarla bu koridorun oluşumunu engellemeye çalışmıştır.

Projenin PKK/YPG/PYD üzerinden bir "Özerk Terör devleti" kurma planının parçası olduğu ve bu devletin İsrail limanlarına bağlanarak Türkiye'ye bağımlılığı azaltacağı düşünülmektedir.

Bu durum, Türkiye için stratejik bir risktir.
ABD ve İsrail'in projeyi desteklediği, hatta ABD'nin bölgedeki PKK/YPG/PYD terörist gruplara lojistik ve silah desteği sağladığı herkes tarafından bilinmektedir.

Türkiye, Davud Koridoru'na alternatif olarak Irak üzerinden Basra Körfezi'ne uzanan Kalkınma Yolu Projesi'ni başlatmıştır. 

Bu proje, Zengezur Koridoru ile birlikte Orta Koridor'un bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Tarihi İpek yolu projesine Zengesur koridorunun dâhil olması, Türkiye açısından hammadde ve enerji hatlarının kontrolü anlamına gelir ki, bu da çok önemli bir ekonomik güç kaynağı demektir.
Türkiye, “Mavi Vatan Stratejisi” ile Akdeniz de çok güçlü bir konuma gelmiştir. Libya ile yapılan Deniz sınırları yetki anlaşmasının Hafter tarafından da kabul edilmesi hem İsrail’i hem de Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesiminin tüm planlarını alt üst etmiştir.
Türk Devlet aklı, ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler tarafından sürekli şımartılan, hukuk tanımayan İsrail terör devletinin planlarını bozmaya devam etmektedir.

Onun için Türkiye içerisinde bütünlüğünü sağlayıp, bölgesindeki tüm terörist grupları bertaraf etmek zorundadır. 

İsrail’in nihai hedefinin Türkiye olduğu aşikardır ve aynı zamanda en çok çekindiği ülke de Türkiye’dir.

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR