Muhittin Gümüş yazdı
STALİN DÖNEMİNİN KURBANLARI
KIRGIZİSTAN'DA TARİH VE ATALARI ANMA GÜNÜ
Sovyetler Birliği tarihinde 1937-1938 yılları Stalin rejimiyle birlikte içte hesaplaşmanın başladığı ve masum aydınları, liderlik potansiyeli olan yöneticileri karalama politikasının uygulandığı büyük baskı (repressia) yıllarıdır.
Baskı rejimi dönemi sosyalist iktidarın kendi yönetimini pekiştirme, sözde siyasi muhalifleri ortadan kaldırma, kültür devrimini ve sosyo-ekonomik yenilikleri kabul ettirme ve bu yeniliklerin başarısız sonuçlarını örtbas etme gayesiyle ülkede sözde karşı devrimci faaliyetlerin önüne geçmek için yürüttüğü bir baskı politikasıdır.
Baskı rejimi devrimin 20. yılında zirveye ulaşmıştır, bir taraftan milliyetçi sayılan, Sovyet ideolojisini benimsemiş pek çok devlet adamı, aydın, ideolog, asker ve sıradan halk mensubuna kadar Sovyetlerin söz konusu tarihi sürecine tanıklık eden bütün sosyal gruplara yönelir.
Baskı rejimi Stalin’in 00447 numaralı emri çerçevesinde SSCB’nin bütün bölgelerine olduğu gibi Kırgızistan’a da uzanır. Şair, yazar, gazeteci, eğitimci, din adamı, ideolog, siyasetçi ve eğitim görmüş her sınıftan insan baskıdan nasibini almış ve Kırgızistan’a millî bir devlet kimliği kazandırmaya çalışan nitelikli 137 aydın; Türkçü, Turancı, İslamcı, halk düşmanı ve ajan nitelemesiyle kurşuna dizilir. Bu insanların kimlikleri ve akıbetleri ancak yıllar sonra, Bişkek’in 12 kilometre güneyinde Çoñ-Taş köyünün yukarı yamacında toplu bir mezarın bulunmasıyla ortaya çıkar. O güne kadar katledilenlerin evlatları babalarının uzak diyarlara sürgün edildiğini sanırlar. Sahte mektuplarla bu algı pekiştirilir.
Aydınların toplu mezara gömülmesine tesadüfen tanıklık eden bekçi Abıkan Kıdıralıyev'in kızı Bübüyra Kıdıraliyeva, babasının vasiyetini istihbarat elemanıyla paylaşır. Bu yıl 92 yaşında vefat eden Bübüyra Kıdıraliyeva bu sırrı nasıl paylaştığını Manas Üniversitesi’nde 2005’te verdiği konferansta bizzat dinlemiştik. Dinledikçe nasıl titrediğimizi anlatmak mümkün değil.
Katledilen aydınların cesetleri, Kırgızistan’ın bağımsızlığının ilanından bir gün önce yani 30 Ağustos 1991’de SSCB’nin son nefesini verdiği gün bir anıt mezara kılınan cenaze namazıyla ve dualarla aynı mevkie defnedilmesi de manidardır. Artık o anıt mezara Ata-Beyit denmektedir. Ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un babası Törökul Aytmatov’un da bulunduğu anıt mezara bu ismi Aytmatov’un kendisi vermiştir. C. Aytmatov 2008 yılında vefat ettiğinde babasının yanına gömülmesi de anlamlıdır. 30 Ağustos 1991'de anıt mezara babalarını yeniden mezara koydular ve ertesi gün 31 Ağustos'ta bağımsızlığı ilan eden Kırgız Türkleri katil Stalin rejimini de tarihe gömmüş oldular. Maktullerin evlat ve torunları bağımsızlıkla taçlandırdıkları Kırgız Cumhuriyeti'ni Türk Devletleri Teşkilatı'nın dönem başkanı olması daha da anlamlıdır.
Türkçü, Turancı denilerek kurşuna dizilen ünlü şahsiyetler ebediyen saygıyla anılacaktır.
O dönemde katledilenlerin başında yer alan Kasım Tınıstanov'un hayatını anlatan roman " Çagılgandın Köz Caşı/Şimşeğin Gözyaşı" adlı eseri Türkiye Türkçesine aktardım. Bu eser, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti tarafından basılması istenmiş ve Türk Dil Kurumu da bu görevi bize vermiş olup bugünlerde basılacaktır. Eserin yazarı Samsak Stanaliyev ömrünün sonunda bu eseri çok etkili biçimde yazmış. Gözyaşları içinde okunacak bir eser.
2017 yılından beri bugünlerde
Tarih ve Ataları Anma Günü olarak belirlendi. Bu vesileyle SSCB rejiminin katlettiği aydınlara rahmet diliyorum, ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Tanrı Dağları'ndan
Muhittin Gümüş
07.11.2024
#Türkdünyası