MHP'li Arzu Erdem'den Anime ve Manga çizgi filmlerine yasaklama çağrısı

MHP

Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, bilgisayar oyunları ve çizgi filmlerle ilgili olarak uyarılarına devam ediyor.

ANKARA (üçüncüsayfahaber) - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, bilgisayar oyunları ve çizgi filmlerle ilgili olarak uyarılarına devam ediyor. MHP’li Erdem bugün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu ve bazı çizgi filmlerin, fiziksel ve ruhsal tahribatın yanı sıra aile yapısını bozduğuna, aidiyet duygusundan uzaklaştırdığına, huzursuzluklara ve milli değerleri reddetmeye sebep olduğuna dikkaüt çekti.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin oluşabilecek fiziksel ve ruhsal zararlardan korunması hususunda çalışmalar yapılarak acil tedbirler alınması çağrısında bulunan MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, “13 tartışmalı Anime ve Manga’nın tüm dünyada yasaklandığı gibi ülkemizde de bu gibi çizgi filmler yasaklanmalıdır” dedi.
Gençlerimizin ve çocuklarımızın ruh sağlığını tehdit eden bilgisayar oyunlarının ve çizgi filmlerin zararları ve alınması gereken önlemler ile ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alan MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem şunları söyledi:

SANAL DÜNYANIN ETKİLERİ
“Bilgisayar, internet, video oyunları, çizgi filmler ile hızla gelişen sektörün yarattığı sanal dünyanın çocuklar, gençler ve yetişkinler üzerindeki etkilerine ait tartışmalar tüm dünyada olduğu kadar ülkemizde de gün geçtikçe artmaktadır.  
Piyasaya her yıl çıkan yüzlerce yeni bilgisayar oyunu başta görsel efektleri, sosyal medya üzerindeki reklamları ve aksiyon sahneleri olmak üzere etkileyici senaryolarıyla dünya genelinde milyonlarca çocuğun ilgisini çekmektedir.   
Çocuklar ve gençler zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirmektedir ve bir süre sonra bu durum bağımlılık yaratmaktadır.  
 
Eğlenceli gibi görünse de özellikle şiddet içerikli birçok bilgisayar oyununun ve çizgi filmlerin çocuklarımızın ruh sağlığını tehdit ettiği, hatta ölüme sürüklediği dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de örnekleriyle ortadadır. 
ÇOCUKLARI SOSYAL HAYATTAN UZAKLAŞTIRIYOR
Çocukların ve gençlerin bilgisayar başında fazla zaman geçirmeleri sosyal hayattan uzaklaşmalarına, dış dünyayla bağlantılarını kesmelerine ve kendi dünyalarını oluşturmalarına yol açmaktadır.   
Sosyal hayattan kopan çocuklar ve gençler, oyunlardaki ve çizgi filmlerdeki karakterleri benimsemekte ve öz benliklerini reddetmektedir. Bu gençlerimiz o andan sonra o karakterlere bürünmektedir.   
Yüzlerce gencimizin intiharıyla bağlantılı olduğu düşünülen ve sanal ölüm tuzağı olarak bilinen Mavi Balina, Momo, Mavi Bebek isimli bilgisayar oyunlarına son zamanlarda Anime adında bir çizgi film de eklenmiştir.
Annenin hamilelik döneminde yüksek sesle öfke dili kullanması, depresif olarak buhrana girmesi, kötü söylemlerde bulunması ve tartışması anne karnında başlayan bireyin var oluş sürecinde, bebeğe kodlanmaktadır.  
Bebek gelişimini, annenin öfke diliyle, aile tartışmalarıyla kabul edip, ilerletmektedir. Yani duyduğu seslere göre gelişimini şekillendirip, tamamlamaktadır. Bu kodlamalar, çocukta sevgisizlik, değersizlik ve kırgınlık duygu durumlarını buluğ çağında ortaya çıkarmakta ve sosyal yaşamında güçlük çekmesine sebebiyet vermektedir.  
ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ KÖTÜ ETKİLERİ
Özellikle bu gibi çocuklar, izledikleri çizgi film karakterlerini, kendi iç dünyasında benimsemekte ve kişiselleştirmektedir.  
Karakterlerin kendileriyle iletişim halinde olduklarını iddia eden çocuklar, o karakterlerin kendilerini desteklediğini, sevdiğini ve koruyup kolladığını ifade etmektedir.   
Ailesine zarar vermeye yönlendiren bu gibi çizgi filmler, eğer çocuk kabul etmezse kendisine zarar vermeye yönlendirmektedir. Bu zarar fiziksel olarak kendini kesme, ruhsal olarak ise yalnızlaşma, okula gitmeme ve sosyal aktiviteleri durdurma şeklinde olmaktadır.   
Öz benliklerini kabul etmedikleri için sevilmeyi hak etmediklerini düşünen çocuklar, mazoşistçe bedenine zarar verici eylemlerde bulunmaktadır.  
HAYAL DÜNYASINDA OLUŞTURULAN KARAKTERLER 
Estetik olarak kendi fiziğini ve görüntüsünü beğenmeyip, hayal dünyasında oluşturduğu karakterleri kendilerine uyarlamaya çalışan çocukların ve gençlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.   
Aidiyet duygusundan uzaklaşan çocuk, dış dünyayla bağlantısını kesip bu tür film karakterleri ile kendine bir dünya kurmakta, böylelikle hem inancına hem cinsel kimliğine hem de fiziksel yapısına zarar vererek yaşamını sürdürmektedir.   
Aileleri ile bağını koparan bu çocuklar, özgürleşmek adı altında anne-baba ile kavga ederek, aile yapısını zedelemekte ve evden kaçmaktadır. Veya bu durum karmaşasına katlanamayacağına karar vererek intihar girişiminde bulunmaktadır.   
AİDİYET DUYGUSUNDAN UZAKLAŞTIRIYOR 
Bu gibi çizgi filmler, fiziksel ve ruhsal tahribatın yanı sıra aile yapısını bozup, aidiyet duygusundan uzaklaştırarak, huzursuzluklara ve milli değerleri reddetmeye sebep olmaktadır.   
Çocuklarımızın ve gençlerimizin oluşabilecek fiziksel ve ruhsal zararlardan korunması, dolayısıyla bugünümüzün ve geleceğimizin güvence altına alınması adına bu hususta çalışmalar yapılarak acil tedbirler alınmalıdır.  
13 tartışmalı Anime ve Manga’nın tüm dünyada yasaklandığı gibi ülkemizde de bu gibi çizgi filmler yasaklanmalıdır. 
Yapılan araştırmalar, çizgi film izlemenin, çocukların dil edinimi ve bilişsel gelişimleri üzerinde oldukça olumlu bir etkiye sahip olduğunu ve çocukların %70’inin izledikleri çizgi filmlerin etkisinde kalarak konuşma şekillerini değiştirdiğini göstermektedir.   
EBEVEYNLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN NOKTALAR
Üstelik çizgi filmler çocukların içindeki yaratıcılığı beslediği gibi onları güldürerek stres atmalarına yardımcı olmaktadır.  
Ancak çok sayıda içeriğin ulaşılabilir olduğu bir ortamda ebeveynlerin çocukları için çizgi film seçerken dikkat etmesi gereken özellikle bazı noktalar var.  
Şiddet elementlerinin çok yoğun olduğu çizgi filmler çocukların saldırganca davranışlar sergilemesine neden olabilmektedir. Çocuklar, özellikle ekranda gördükleri saldırı tekniklerini taklit etmektedir.   
Şiddetin hayatta karşılaştıkları zorluklara karşı başvurabilecekleri tek yol olduğunu düşünmemeleri için bu gibi unsurların yoğunluğuna ve hangi şekilde yansıtıldığına dikkat edilmesi gerekmektedir.  
Yine canlı renkler ve iyi oluşturulmuş bir senaryo çocukları uzun süre etkisi altında tutabilmektedir ve kahramanlar özellikle çocukların ilgilerini çekmektedir. Çocukların beyni otomatik olarak kahramanı takip etmekte ve konuşma tarzından tutun giyim stiline kadar en ince detaylarını bile taklit etmek istemektedir.  
Bu yüzden seçilen çizgi filmlerdeki kahramanın çocuğa iyi bir rol model olacağına dikkat edilmelidir. Çizgi filmler çocuklara ve yetişkinlere hem iyi hem de kötü değerler aşılamaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında devletlerin kendi propagandalarını yapmak için sıklıkla çizgi filmleri kullandığı belirtilmektedir. Bu çizgi filmlerin ortak teması genellikle bir düşman tiplemesi oluşturmak ve orduyu yüceltmek olarak ifade edilmektedir.   
Günümüzde savaş propagandası amacıyla çekilen çizgi filmlere rastlanmasa da neredeyse her çizgi filmin aktardığı belli bir mesaj var.   
Bu yüzden ebeveynlerin çocuklara takım çalışmasının, paylaşmanın, milli servetimizi korumanın, milli ve manevi değerlerimizin önemi gibi sosyal değerler öğreten çizgi filmler seçmesi çocukların karakter gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır.    
ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GELECEĞİMİZ 
Çocuklarımız bizim geleceğimiz ve en kıymetli varlıklarımızdır. Onların fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumak bizlerin en önemli vazifesidir.  
Çizgi filmler ve bilgisayar oyunları çok ciddi boyutta denetlenmeli, ebeveynlerin ve öğretmenlerin erken uyarı işaretlerini iyi takip etmeleri gerekmektedir.   
Çocuğun farklı ve uygun olmayan davranışları varsa, notlarında ve performansında düşüş varsa, daha fazla yalnız zaman geçirmeye başladıysa, ailesi ve arkadaşlarıyla etkileşiminde azalma söz konusuysa internet etkinlikleri ve ilgilendiği içerik türleri vakit kaybetmeden, titizlikle incelenmelidir.  
Vücudunda kendisine zarar veren türden kesikler ve kanamalar gibi yaralanmalar gözlenmeli, sabahın erken saatlerinde ve gece geç saatlerde yaptığı aktiviteler takip edilerek geç kalmadan müdahale edilmelidir.  
KANUN TEKLİFİ HAZIRLADI 
Aynı zamanda çocuklarımızı teknolojinin olumsuz etkilerinden korumak ve teknolojiyi doğru ve etkin bir biçimde kullanmalarını sağlamak amacıyla bilgisayar ve öğretim teknikleri dersinin ilköğretim okullarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alması hususunda da kanun teklifimizi verdik ve bu hususta da çalışmalarımız devam edecektir.”