Sahtekârlarla mücadele…
Her toplumun iyilerinin yanısıra maalesef illeti, yarası, irini olanlar da vardır.
Maalesef örnek çok.
Meselâ; elindeki fırçayı düşürüp ardından uyaran şahsa güya teşekkür bâbından ayakkabısını ücretsiz boyamayı teklif eden boyacı işini yaptıktan sonra da "Adamsan atarsın şuraya bi iki yüzlük" der ve fahiş fiyat isteyerek avını avlamış olmanın zevkini yaşar.
Başındaki tepside 10-15 bayat simitle dolaşan genç, gözüne kestirdiklerini takip ediyor ve birkaç adım öne geçip bayılma numarasıyla yere yatıyor... "Ah canım! Ekmek parası için çalışıyor çocuk. Kim bilir kaç gündür aç!" diyor merhametli insanlarımız.
Bu merhameti suistimal edenlerin burnundan getirmek şart...
Yemek siparişiniz verildi. Çorba, ana yemek ve salata istediniz. Fakat garson sizin sipariş etmediğiniz bazı şeyleri masanıza ha bire dolduruyor. Ezmeler, piyazlar, haydariler ve bilumum yeşillikler...
Hesap geliyor...
Biz sipariş etmedik bunları... Neden hesabı şişirdiniz?
Cevap çok ahlaksızca... -
Yemeseydiniz efendim!
İçtiğiniz su şişesinin sayısını eğer dikkatle kontrol etmediyseniz sehven(!) birkaç su fazla içmiş olduğunuz da görülebilir.
Özellikle turistik bölgelerde dört kişilik masaya tek başınıza oturup yemek yemeyip sadece kahve içecekseniz vay halinize... Nazik görüntü ile kaba bir üslupla "Lütfen anlayış gösterin. Yemek yemiyorsanız servis yok size" diyen veya "sizin yüzünüzden 4 kişi yer bulamıyor... Gidin başka yere!" diyen doyumsuz işverenin haddini bildirecek kanun ve toplumsal tepki gerekli...
Kim sahi bunlar?
Sosyal medya kimi zaman uyandırır ama sahtekârların her zaman avı vardır. Yapılması gereken en önemli şey; onları bir daha avlanamayacakları bir hâle sokmaktır.
Ya müşterisine kazık atan, müşteri seçen tiplere aile boyu ticaretten men cezası ve başka yerlerde yemek yemeleri de yasak edilmelidir.
Bu sahtekârları kim doğuruyor da kim büyütüyor yahu!?
Muhittin Gümüş
28.06.2025
