Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı, Samsun Milletvekili ve Cengiz Aytmatov Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İlyas Topsakal, "Cengiz Aytmatov'un "Cemile" adlı eserinin ortak Türk Alfabesi ile hazırlanma aşamasının yalnızca bilim/teknik süreci olarak anlaşılmamalı aynı zamanda bir asrı aşkın vakitte ekilen tohumların verdiği semiz başaklar olarak bilinmeli ve ezcümle ülkülerin gerçekleşebilirliğinin nadide bir çabası olarak görülmelidir. Böylelikle Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan büyük Türk Dünyası’nda aynı dilin sesinde birleşilmiş; ortak bilimin, ortak sanatın ve ortak kültürün zemininin tohumları da gelecek için şimdiden atılmıştır" dedi.
Prof. Dr. İlyas Topsakal, ortak Türk alfabesi ile hazırlanıp basılan Cengiz Aytmatov'un "Cemile" adlı eserinin takdimi ve "Ulu Bozkırın Ruhu" temalı uluslararası resim sergisinin açılış programında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

 
"Milletlerin kaderi yalnızca devletlerinin sınırlarıyla vuku bulmaz, paylaştıkları ortak hafızanın kelimeleriyle, ortak kültürlerinin renkleriyle tarihe yazılır.
Bu kelimeleri destanlarıyla, hikayeleriyle dile getiren Türk milleti; binlerce yıldır tarihe kök salmıştır. İşte bu kelimelerin evrensel sesi, Cengiz Aytmatov’un kaleminden doğmuş, bizlere miras kalmıştır.
Bu mirasın farkındalığıyla; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin himayelerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Topsakal başkanlığında çalışmalarını sürdüren Cengiz Aytmatov Enstitüsü tarafından düzenlenen bu anlamlı buluşmada, Türk kültürü açısından iki önemli faaliyete tanıklık ediyoruz. 
Kökleri 20. Yüzyılın başlarına kadar uzanan, Türk Devletleri Teşkilatı tarafından yakın dönemde hayata geçirilen 34 harfli Ortak Türk Alfabesi ile hazırlanıp basılan Cengiz Aytmatov’un ölümsüz ve evrensel eseri Cemile’nin takdiminin haklı gururunu yaşıyoruz. Artık “Cemile” yalnızca bir başyapıt olmanın ötesine geçerek Türk Milleti’nin farklı bedenlerde atan kalplerini ortak kelimelerle yankıya çevirmiştir. 
Cemile eserinin Ortak Türk Alfabesi ile hazırlanma aşaması yalnızca bilim/teknik süreci olarak anlaşılmamalı aynı zamanda bir asrı aşkın vakitte ekilen tohumların verdiği semiz başaklar olarak bilinmeli ve ezcümle ülkülerin gerçekleşebilirliğinin nadide bir çabası olarak görülmelidir. Böylelikle Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan büyük Türk Dünyası’nda aynı dilin sesinde birleşilmiş; ortak bilimin, ortak sanatın ve ortak kültürün zemininin tohumları da gelecek için şimdiden atılmıştır.
Bu gelecek vizyonunun ve tarihten alınan mirasın bir diğer yansıması, ortak kültürümüzün renklerini yeniden hatırlamaktır. Türk Kırmızısı, Türk Mavisi, çividi ve altın sarısı gibi kadim renkler; Türkistan bozkırlarında halı ve kilim motiflerinde, Anadolu’nun ve İstanbul’un kalbindeki cami kubbelerinde ve çinilerinde asırlardır yaşamaktadır. Bugün, bu renklerin tuvallere yansımasıyla vücut bulan eserler; Türk Dünyası’nın farklı bölgelerinden 16 usta ressamın 130 nadide tablosundan oluşan, “Ulu Bozkırın Ruhu – Türk Dünyası Ressamları Cengiz Aytmatov’u Anıyor” adlı uluslararası sergimizde bir araya gelmiştir.

Cengiz Aytmatov’un edebî mirası, bu renklerin taşıdığı anlamın ruhsal karşılığıdır. Onun dünyasında renkler sadece estetik unsurlar değil, insanın kendi kökleriyle kurduğu bağın sembolleridir. Bozkırın mavisi, insanın sonsuzluğa açılan bakışı; kırmızısı, emeğin ve sadakatin ateşi; altın sarısı ise Türk medeniyetinin aydınlık ufkudur. Aytmatov, kelimeleriyle insanın doğadan ve kültüründen kopmaması gerektiğini anlatırken, bugünün sanatçıları aynı çağrıyı renklerle yineliyor. Böylece, “ulu bozkırın ruhu” artık yalnız satırlarda değil, tuvallerde de vücut buluyor — bir milletin hafızası hem sözcüklerde hem renklerde yeniden hayat buluyor.
Bu vesileyle, “Ulu Bozkırın Ruhu – Türk Dünyası Ressamları Cengiz Aytmatov’u Anıyor” adlı uluslararası resim sergimiz, 3–9 Kasım 2025 tarihleri arasında İstanbul Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde (Zorlu PSM) sanatseverlerin ziyaretine açık olacaktır. "