Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Sazak: “Türk-İslam dünyası ortak idealleri etrafında birleşmeli"

MHP'li Metin Nurullah Sazak adalet mekanizmalarının işlemez hale geldiğini; uluslararası hukukun, sadece güçlülerin menfaatlerini koruyan bir araca dönüştüğünü ifade etti.

Sazak: “Türk-İslam dünyası ortak idealleri etrafında birleşmeli
GÜNDEM 23.06.2025 20:16:00 0

Milliyetçi Hareket Partisi 27. Dönem Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak “Türk-İslam dünyasının ortak idealleri etrafında birleşmesi, savunma sanayisinde iş birliği geliştirmesi ve ortak bir caydırıcılık zemini oluşturması, artık bir tercih değil, zaruret haline gelmiştir” dedi.

Uluslararası düzenin adalet krizi ve güç gerçeği konusunda değerlendirmelerde bulunan MHP'li Sazak adalet mekanizmalarının işlemez hale geldiğini; uluslararası hukukun, sadece güçlülerin menfaatlerini koruyan bir araca dönüştüğünü ifade etti.

Milliyetçi Hareket Partisi 27. Dönem Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak şunları kaydetti:

"Bugün dünya, bebeklerin, çocukların, kadınların ve sivillerin hedef alındığı insanlık dışı saldırılara karşı ya sessiz kalmakta ya da göstermelik ve etkisiz kınama açıklamalarıyla yetinmektedir. 
Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumların aldığı kararların dahi hiçbir caydırıcılığının olmaması, mevcut küresel sistemin acizliğini açıkça ortaya koymaktadır. 

Adalet mekanizmaları işlemez hale gelmiş; uluslararası hukuk, sadece güçlülerin menfaatlerini koruyan bir araca dönüşmüştür.

Yaşananlar, uluslararası hukukun ilkelerden değil, güç dengelerinden beslendiğini bir kez daha acı bir şekilde göstermiştir. 

Oysa iç hukukta hak, hukuk ve adalet nasıl bir devletin temelini oluşturuyorsa; uluslararası ilişkilerde de devletlerin egemenliğini, bağımsızlığını ve haklarını savunabilmesi için caydırıcı bir güç kapasitesine sahip olması zorunluluktur.

Görüyoruz ki askeri, teknolojik ve stratejik güçten yoksun olan devletler, küresel karar mekanizmalarında söz sahibi olamamakta; adeta başkalarının iradesine tabi hale gelmektedir. 
Böyle bir ortamda bağımsızlıktan, millî egemenlikten veya stratejik bekadan söz etmenin bir karşılığı kalmamaktadır.

Eğer tarihsel misyonumuz doğrultusunda “Cihan’a nizam verme” ve “adaleti tesis etme” ülküsünü taşıyorsak, bu söylemlerimizin altını somut stratejik kapasiteyle doldurmak zorundayız. 

Türk-İslam dünyasının ortak idealleri etrafında birleşmesi, savunma sanayisinde iş birliği geliştirmesi ve ortak bir caydırıcılık zemini oluşturması, artık bir tercih değil, zaruret haline gelmiştir.

Ancak bu şekilde masaya yalnızca oturmakla kalmaz, masanın kurallarını da belirleyen bir aktör olabiliriz. 
Aksi takdirde, bugünün dünyasında adalet, güçlü olanın tanımladığı ve uyguladığı bir kavram olmaya devam edecektir.

Haklının güçlü olacağı, Türk Birliği’nin hâkim olduğu bir dünyayı kurmak; adaleti ve merhameti temsil eden “beklenen” olmak dileğiyle… 
Allah yar ve yardımcımız olsun."

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR