TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, "TBMM olarak yasama organı sorumluluğumuzun bilinciyle, bu kapsamlı ve çok boyutlu dönüşüm sürecini sadece izleyen değil, yön veren, düzenleyen ve dengeleyen bir irade ortaya koymak arzusundayız." dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un himayelerinde düzenlenen "Veriden Karara Ulusal Yapay Zeka Zirvesi"nin açılışı, Meclis Tören Salonu'nda gerçekleştirildi.
Programın açılışında konuşan TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Dönmez, yapay zekanın bugün bir seçenek değil, küresel ölçekte ekonomik rekabetin, ulusal güvenliğin, eğitim politikalarının, hukuki normların ve etik ilkelerin merkezine yerleşmiş bir zorunluluk olduğuna işaret etti.
Dönmez, bu teknolojinin sadece makineleri değil; kurumları, meslekleri, davranış biçimlerini ve hatta değer sistemlerini dönüştürme kabiliyetine sahip olduğunu belirterek, "Dolayısıyla bu zirve, sadece bir teknoloji buluşması olmayıp, aynı zamanda bir gelecek inşası çağrısıdır." diye konuştu.
Dönmez, “Amacımız, Türkiye'nin yapay zeka alanındaki potansiyelini ortaya koymak”
TBMM'nin, bu dönüşümün gerisinde değil, önünde olma kararlılığıyla hareket ettiğini kaydeden Dönmez, zirvenin de bu çabanın somut bir yansıması olduğunu vurguladı. Dönmez, "Amacımız, Türkiye'nin yapay zeka alanındaki potansiyelini ortaya koymak; kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplumu aynı masada buluşturarak ortak bir vizyon geliştirmek, bu vizyonun gerçekleşmesine yönelik fikirleri ortaya çıkarmaktır." ifadesini kullandı.
Yapay zekayı yalnızca bir verimlilik aracı olarak değil, aynı zamanda bir sorumluluk alanı olarak görmenin zorunluluğuna dikkati çeken Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zeka sadece büyük şirketlerin, belli ülkelerin veya belli meslek gruplarının alanı olmayacak kadar büyük. Bu teknoloji, öğretmenlerin sınıfına, doktorların hastanesine, çiftçilerin tarlasına, gençlerin hayallerine dokunmalıdır. Biz, bu dönüşümün hiçbir bireyi dışarıda bırakmaması için politikalar geliştirmek zorundayız. Yapay zeka kaynaklı riskleri önlemek adına etik standartları belirlemek, doğru regülasyonları ve yönetişim mekanizmalarını oluşturmak da ayrıca görevimiz olmalıdır. Bizler TBMM olarak yasama organı sorumluluğumuzun bilinciyle, bu kapsamlı ve çok boyutlu dönüşüm sürecini sadece izleyen değil; yön veren, düzenleyen ve dengeleyen bir irade ortaya koymak arzusundayız. Bu çerçevede işbirliğine açık, ulusal stratejilere duyarlı, insanı merkeze alan, üretimi ve inovasyonu önceleyen her çabaya tam destek vermeye devam edeceğiz."
"Her alanda kararlı adımlar atmalıyız"
Türkiye'nin, küresel yapay zeka endekslerinde henüz arzu ettikleri yerde olmadığını ifade eden Dönmez, bu alanda ilk 20 içinde yer almanın hedeflenmesi gerektiğini vurguladı.
Dönmez, bunun sadece bir prestij meselesi değil, aynı zamanda rekabet gücü, stratejik bağımsızlık ve gelecek vizyonu meselesi olduğuna dikkati çekerek, "İşte bu nedenle yapay zeka politikalarımızı ulusal ölçekte daha kararlı, daha bütüncül ve daha ileri görüşlü bir yaklaşımla ele almalı, AR-GE'den eğitime, yatırım ortamından hukuki altyapıya kadar her alanda kararlı adımlar atmalıyız." dedi.
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin Dönmez, komisyonun, alanında uzman kamu/özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere yüzlerce kişiyle bağlantı kurduğunu anlattı.
Alınan her görüşün, sunulan her önerinin Türkiye'nin yapay zeka vizyonuna katkı sunma hedefiyle şekillendiğini aktaran Dönmez, "Şimdi, tüm bu çalışmaların çıktıları, titizlikle hazırlanacak olan komisyon raporumuzda somutlaşacak. Bu rapor, yalnızca bir sonuç değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknolojiyle kurduğu ilişkinin yönünü belirleyecek güçlü bir yol haritası olacak." şeklinde konuştu.
Komisyon üyeleri olarak hem bilimsel araştırmaları hem de toplumsal beklentileri dikkate alarak kapsamlı politika önerileri geliştireceklerini bildiren Dönmez, bunun yanında vatandaşların da yapay zeka teknolojileri hakkında bilinçlenmesini, bu teknolojileri günlük yaşamlarına kolay ve sağlıklı biçimde entegre etmelerini hedeflediklerini söyledi.
Komisyon üyeleriyle süreç sonunda bir rapor oluşturulacağına değinen Dönmez, "Bu rapor ülkemizde yapay zeka alanında yürütülen çalışmaları konsolide edeceği gibi, bundan sonraki süreçte atılacak adımlar konusunda yol gösterici olan, ülkemiz açısından yapay zekaya dair vizyon ortaya koyan ve bu vizyona ülkemizi taşıyacak misyonu ve politika adımlarını belirleyen stratejik bir doküman olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Dönmez, Zirve'nin düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurumlara, destek veren paydaşlara, katkı sunacak konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz “Yapay zeka çalışma hayatına da önemli etkilerde bulunacak”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile yapay zeka alanındaki yenilikçi start-up'lara yatırımı destekliyoruz. Önümüzdeki dönem bir Girişim Sermayesi Yatırım Fonu kurmayı planlıyoruz, bu alandaki yeni şirketlere, yeni oluşumlara destek olmak anlamında." dedi.
Yılmaz, TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen "Veriden Karara Ulusal Yapay Zeka Zirvesi"nin açılışında yaptığı konuşmada, küresel yapay zeka etki endeksine göre 2030 yılı itibarıyla dünyada oluşacak yapay zeka ekonomisinin 16 trilyon dolar civarına ulaşmasının beklendiğini söyledi.
Yapay zekanın çalışma hayatına da önemli etkilerde bulunacağına işaret eden Yılmaz, bazı mesleklerin tamamen ortadan kalkacağını, bu işlerin artık insanlara ihtiyaç duyulmadan yapay zeka ile gerçekleştirileceğini, yapay zekayla ortaya çıkacak yeni meslek gruplarının oluşacağını, bazı mesleklerin devam edeceğini ancak bu mesleklerin icra edilme biçimi ve yöntemlerinin ciddi biçimde değişeceğini ifade etti.
Yılmaz, "Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye" vizyonu doğrultusunda yalnızca yapay zeka ekosistemini değil, aynı zamanda bu alanı destekleyecek kurumsal ve yönetsel altyapıyı da şekillendirmeye çalıştıklarını vurgulayarak, yeni teknolojilerde düzenleyici çerçevenin oldukça hassas bir konu olduğunu, aşırı düzenlemenin teknolojilerin gelişimine engel olabileceğini, hiç düzenleme yapılmaması durumunda ise ciddi risklerle karşı karşıya kalınabileceğini kaydetti.
Hükümet olarak yapay zeka alanında ciddi çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Yılmaz, bu kapsamda, başkanlığında oluşturulan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu'nun ilgili tüm bakanlık temsilcileriyle belli aralıklarla bir araya gelerek yapay zeka politikalarını gözden geçirdiğini aktardı.
Ulusal Yapay Zeka Strateji Belgesi'nin bulunduğunu ve bu kapsamda 71 eylemden oluşan bir eylem planını hayata geçirdiklerini anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Eylem planımızda Türkçe büyük dil modeli geliştirilmesi, uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesi, yapay zeka ekosisteminin büyütülmesi, nitelikli insan kaynağının arttırılması, yerli uygulamaların yaygınlaştırılması ve Türkiye'yi küresel oyuncu yapacak işlemci altyapısının kurulması önemli başlıklarımızı oluşturuyor. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programıyla yine yapay zeka temelli girişimleri önceliklendiriyoruz."
"Girişimlere finansman desteği sağlamayı düşünüyoruz"
Özel sektörün bu konudaki rolünün çok önemli olduğuna, sadece kamuyla bu süreci yürütmenin mümkün olmadığına işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yeni girişimler, yeni firmalar, yeni şirketler bu alanda gelişimlerini sürdürüyorlar. Biz de Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile yapay zeka alanındaki yenilikçi start-up'lara yatırımı destekliyoruz. Önümüzdeki dönem bir Girişim Sermayesi Yatırım Fonu kurmayı planlıyoruz, bu alandaki yeni şirketlere, yeni oluşumlara destek olmak anlamında. Böylece erken ve büyüme aşamasındaki girişimlere finansman desteği sağlamayı düşünüyoruz. Hızlı büyüyen Türk teknoloji girişimlerini geliştirmeyi amaçlayan Turcorn 100 Programı'nda seçilen 23 adayın 9'u doğrudan yapay zeka alanında faaliyet gösteriyor. Yine Tech Visa programımız var, teknolojik vize programı. Burada da kabul edilen 28 girişimden 10 tanesi yapay zeka temelli."
Yılmaz, yapay zeka ve teknoloji okuryazarlığının tüm topluma yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizerek, bu dönüşüm sürecinin uzmanlık gerektiren alanlarında nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu eliyle çeşitli eğitim programları geliştirdiklerini, 20 farklı üniversitede yapay zeka alanında ön lisans ve lisans düzeyinde programların açıldığını dile getiren Yılmaz, mevcut iş gücünün geleceğin mesleklerine uyum sağlaması için İŞKUR ve Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun çalışmalar yürüttüğünü, kamu kurumlarında yapay zeka alanında yetkin personel yetiştirmek üzere Yapay Zeka Dönüşüm Programı'nın başlatıldığını ifade etti.
Yılmaz, kamu kurumlarında veri yönetişimini etkinleştirmek ve veriden değer üretmek amacıyla Kamu Veri Alanı Projesi'nin hayata geçirildiğini anımsatarak, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Yapay Zeka ve İnsan Hakları Çerçeve Sözleşmesi hazırlık sürecine katkı sunduğunu, Avrupa Birliği'nin Yapay Zeka Tüzüğü'ne uyum sağlamak üzere gerekli hazırlıklara başladığını aktardı.
“İnsana hizmet ediyorsa, insani bir teknolojidir”
Birleşmiş Milletler, OECD ve G20 gibi platformlarda yürütülen politika ve standart belirleme çalışmalarına da Türkiye'nin aktif katılım gösterdiğini dile getiren Yılmaz, bu kapsamda güvenilir yapay zeka uygulamalarının desteklenmesi amacıyla bir etki değerlendirme modeli ve bilgilendirme sistemi üzerinde çalışmalar yürütüldüğü söyledi.
Yılmaz, ISO standartlarıyla uyumlu Yapay Zeka Risk Yönetim Sistemi ve Belgelendirme programıyla sistemin sürdürülebilirliği ve güvenliğinin teminat altına alınacağını belirterek, Türkiye'nin teknolojinin hiçbir alanında sadece tüketici konumunda olmayacağını, üretim süreçleri içinde yer alacağını ve bu teknolojilere katkıda bulanan bir ülke olarak dünyada yerini alacağını ifade etti.
Doğal zekayı bir tarafa bırakarak, sadece yapay zeka üzerinden bir tartışmanın anlamlı olmadığının altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yapay zeka insana hizmet ediyorsa, insani bir teknolojidir diye vurgulamak istiyorum. Toplumun refahına, sosyal adalete hizmet ediyorsa, yine insani bir teknolojidir diye ifade etmek istiyorum. Geleceğimizi inşa ederken elbette algoritmalardan faydalanacağız ama özgürlük kavramını da insanın iradesini de seçme hakkını da bir tarafa hiçbir zaman koyamayız. Bunları da elbette tartışmak durumundayız. Dolayısıyla bu alanı sadece teknik insanların tartışması bence doğru değil. Hukukçulardan sosyologlara, sanatçılardan kültür insanlarına interdisipliner bir şekilde, tüm farklı kesimlerin katkı verdiği bir tartışma olması gerektiğini de vurgulamak istiyorum."
TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen, Yapay Zeka ve Siyaset oturumunun moderatörlüğünü TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez yaptı.
AK Parti'nin yapay zeka konusunda 3 temel önceliği
Oturumda konuşan AK Parti Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı ve Ankara Milletvekili Ömer İleri, partisinin kurulduğu günden bu yana teknolojiyi etkin olarak kullandığını anlattı.
Teknolojinin tasarım aşamasında doğru şekillenmesi gerektiğini belirten İleri, "Çünkü teknolojik tasarılar günün sonunda kendi kullanım kültürlerini oluşturuyor. Bu kullanım kültürleri de doğal olarak toplumu etkiliyor." dedi.
Milli Teknoloji Hamlesi şemsiyesi altında ciddi çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren İleri, "Türkiye sadece teknoloji üreten, ürün geliştiren bir ülke olmakla kalmayacak, Türkiye, kendi kavramlarını üretecek. Türkiye, kendi ürün tanımlarını, iş modellerini ortaya koyacak. İddiamız budur. Özellikle savunma sanayisinde ortaya konan yeni kavramlar ve yeni doktrinler bu istikamete yürüdüğümüzü gösteriyor." diye konuştu.
AK Parti'nin yapay zeka konusunda 3 temel önceliği takip ettiğini aktaran İleri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zeka belki insanın yerini almayacak ancak yapay zeka yaygın kullanıma girecek. Dolayısıyla yapay zekayı kullanabilenler, kullanamayanların yerini alacak. Biz, bunu görüyoruz. Dolayısıyla parti olarak diyoruz ki 'bir taraftan bizler yapay zekayı kendi parti süreçlerimizde, kendi siyasetimizde etkin bir şekilde kullanacağız, diğer taraftan Türkiye'mizi bizi bu tekno kutuplu dünyada daha da üst sıralara taşımak, iddia sahibi ülkelerden biri yapmak noktasında çalışmaya devam edeceğiz. Bunun da ötesinde daha adil bir dünya bakışımız doğrultusunda, daha adil teknolojiler üretmek noktasında seferber olacağız. Kendi teknoloji kültürümüzü oluşturacağız ve bu istikamette ilerleyeceğiz. Nitekim ortaya koyduğumuz her politika belgesinde bu önceliklerin altını çiziyoruz."
-"Seçilmek için algoritmaların neyi öne çıkardığı ile ilgili bazı problemlerimiz olacak"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar da TBMM çatısı altında yapay zeka ile ilgili bir araştırma komisyonunun bulunmasını çok önemli bulduklarını söyledi.
Yapay zekanın modern demokrasinin temel kaynaklarını tehdit etme potansiyeline sahip bir teknoloji olduğunu söyleyen Atalar, "Yapay zeka, demokrasiyi öngörülemez bir hızla dönüştürüyor ve sabit kurumsal yapılarımızla uyumsuz hale getiriyor çünkü bildiğimiz gibi teknoloji çok hızlı ilerliyor ama hukuk ve yasama onu çok hızlı takip edemiyor ve toplumun dönüşümü de dijital okuryazarlık seviyesinin düşük olması sebebiyle çok hızlı olmuyor. O yüzden öngörülemez hızda bir dönüşüm söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.
Yapay zekanın siyasete etkisi konusunda denetleme sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Atalar, "Yapay zekanın gelişiyor olması tabii ki hepimiz için önemli ama siyaset alanında şunu mutlaka söylemek lazım, artık bizim seçilmek için ne söylediğimiz değil, seçilmek için algoritmaların neyi öne çıkardığı ile ilgili bazı problemlerimiz olacak." ifadesini kullandı.
Partisinin, 31 Mart 2024'teki Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde yapay zeka modellerinden yararlandığını aktaran Atalar, "O yüzden teknolojiyi hem kullanan ama aynı zamanda kullanırken de gerçekten insan haklarına, insan temelli karar alma süreçlerine saygılı olması gereken bir yapay zekanın taraftarıyız." dedi.