Tüm Emlak Danışmanları Birliği (TEDB) Başkanı Hakan Akçam, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı temmuz ayı konut satış verilerini değerlendirerek, “142 bin 858 konut satışıyla yılın zirvesine ulaştık. Bu rakam, sadece bir istatistik değil; sektörün nabzının ne kadar güçlü attığını gösteren bir işaret. Ancak bu talep dalgasının karşısında üretim tarafında ciddi bir kırılganlık var. Dengeyi sağlamak zorundayız” dedi.
Başkan Akçam, temmuz ayında yaşanan bu sıçramanın birkaç temel nedene dayandığını belirtti. Yaz mevsiminin getirdiği hareketlilik, faiz oranlarında beklenen gevşeme ve özellikle ikinci el konutlara yönelen talebin satışları yukarı çektiğine değinerek, “Vatandaşlarımız, yaz aylarında taşınma ve yatırım kararlarını daha kolay alıyor. Ayrıca krediye erişimdeki kısmi iyileşme, ipotekli satışları da tetikledi. Temmuzda ipotekli satışlar yüzde 60,3 artarak 18 bin 425’e ulaştı. Bu, piyasanın yeniden canlanma sinyali verdiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
TALEP GÜÇLÜ AMA YENİ KONUT ÜRETİMİ SINIRLI
Bu tablonun, sektörün tümüyle sağlıklı olduğu anlamına gelmediğini de ifade eden Akçam, “Satışlar artıyor ama üretim aynı hızda ilerlemiyor. Yapı ruhsatı verilen bina yüzölçümünde yüzde 24,7’lik düşüş var. Bu, arz tarafında ciddi bir daralma yaşandığını gösteriyor. Talep güçlü ama yeni konut üretimi sınırlı. Bu dengesizlik, fiyatları yeniden köpürtebilir” uyarısında bulundu.
Başkent Ankara’ya olan ilginin ise sürdüğünü vurgulayan Akçam, “Ankara hem yatırımcılar hem de yerleşim amaçlı alıcılar için cazibesini koruyor. Özellikle merkezi ilçelerdeki ikinci el konutlar, uygun fiyat ve ulaşım avantajlarıyla öne çıkıyor. Bu ilgi, başkentin gayrimenkul değerini istikrarlı biçimde artırıyor” dedi.
ÜRETİM AYAĞINDA CESUR ADIMLAR ATILMALI
Ocak-temmuz döneminde toplam konut satışlarının yüzde 24,2 artarak 834 bin 751’e ulaştığını hatırlatan Akçam, bu verinin tüm zamanların en yüksek ikinci ocak-temmuz rakamı olduğunu belirtti. Akçam, “2020’deki düşük faiz kampanyasının ardından gelen bu ikinci zirve, piyasanın hâlâ güçlü bir dinamiğe sahip olduğunu gösteriyor. Ancak bu dinamizmin sürdürülebilir olması için üretim ayağında cesur adımlar atılmalı. Sosyal konut projeleri hızlandırılmalı, özel sektör dijitalleşme ve erişilebilirlik odaklı üretim stratejileri geliştirmeli” diye konuştu.
Akçam sözlerini şöyle tamamladı: “Gayrimenkul sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biridir. Temmuz ayındaki bu satış başarısı, doğru politikalarla desteklenirse kalıcı bir büyümeye dönüşebilir. Ancak sadece satışa değil, üretime de odaklanmalıyız. Aksi takdirde bu başarı, geçici bir rüzgâr olur. Bizler emlak danışmanları olarak sahada vatandaşın nabzını tutuyor, yön gösteriyoruz. Bu sektörün sağlıklı büyümesi için hem kamu hem özel sektörün birlikte hareket etmesi şart.”