Tarih: 05.05.2022 10:25

Yıldıray ÇİÇEK yazdı: Gezi olaylarında 'DEVLET' duruşu

Facebook Twitter Linked-in

          Gezi Parkı davası, 25 Nisan’da tamamlanan duruşmayla hükme bağlandı. Türkiye’de etki ajanı ve ‘Kızıl Soros’ namıyla bilinen Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer sanıklardan Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi de 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Osman Kavala’yı ABD, AB, PKK, YPG, HDP, PYD, terörist Demirtaş, etnik fitne ilişkilerinden dolayı tanıyoruz. Ama diğer kişileri pek tanımıyoruz. Aldıkları bu cezaların sebebini de “Gerekçeli Karar” açıklandığı vakit daha net göreceğiz. Bu kadar ceza aldıklarına göre bunlar ağaç, çevre duyarlılığı için konuşan, slogan atan değil, yakan, yıkan, yasa dışı ve bölücü kitleleri organize edenler olmalı…

KİME ÇALIŞTIĞI BELLİ

          Gezi Parkı davasının sonuçlanmasıyla birlikte mesele Osman Kavala üzerinden sembolleştirilmeye çalışılıyor. Osman Kavala’ya sahip çıkan unsurlara baktığımızda zaten Osman Kavala’nın kimin hesabına çalıştığını çok net anlıyoruz. ABD, AB yanında Türkiye’de CHP, İP, SP, Gelecek, HDP, DP, DEVA, PKK, FETÖ, DHKP- C ittifakının çok açık ve net Osman Kavala avukatlığı yapması safların görülmesi açısından önemlidir. Gezi davasında verilen bu cezalar, Gezi günlerinde yaşananları tekrar hafızalara getirdi ve tartışmaları da alevlendirdi.

          Osman Kavala’nın misyonuna sahip çıkanlar, olayları saptırarak Gezi olaylarına farklı maskeler giydirmeye çalışmaktadır.

DOĞRU SORUYU SORMAK YETERLİ

          Gezi olayları İstanbul/Taksim’de sözde ağaç ve çevre duyarlılığı gibi başlatılıp, sonrasında Türkiye geneline terör eylemi olarak yayılan bir virüs olmuştur. Zaten sadece ağaç ve çevre eylemi olarak kalsaydı, hem haklılığı hem de demokrasi toleransı daha farklı olarak tarihe geçerdi. Mesela Türkiye’nin her yerinde ormanlarımızı yakmış olan terör örgütü PKK’nın safında yer alan Osman Kavala, Gezi Parkı’nda niçin eylem yapıyor ve eylemleri organize ediyordu? Bu sorunun cevabı bile yeterli sonuca ulaştırmıyor mu? Kimileri insanların ağaç ve çevre duyarlılığını istismar ederek kendine alan açmaya çalıştı. Kimileri de ağaç ve çevre duyarlılığından dolayı kullanıldı.

ÜLKÜCÜ, DEVLETE ZARAR VERMEZ

          Gezi olaylarının başladığı dönem en sağlıklı tutum ve davranışı MHP göstermiştir. Zaten geçtiğimiz günlerde basın mensuplarıyla iftar yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye MHP’nin Gezi olaylarındaki pozisyonu sorulduğunda “İlk dönemlerde Taksim Meydanı’nda olmayan yoktu ki. Ağacı kökünden sökmeye MHP’lilerde bir eğilim göremezsin. Ağaç dikmekle yetişirler. Baktılar ki ağaç yerine memleketi yıkıyorlar o zaman dediler ki dur. O günden itibaren Ülkücü camia, devlete zarar verebilecek bir eylemin içerisinde olmaz” cevabını vermişti.

          Dönemin MHP İstanbul İl Başkanı şimdi de Antalya Milletvekili olan, Gezi olaylarının başlangıcında sadece basın açıklaması yapan Abdurrahman Başkan iki yıl önce (13.02.2020) yine Gezi olayları tartışması yaşandığında TBMM kürsüsünden “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gezi olaylarıyla ilgili iki aşama vardır. Bir, Gezi Parkı’yla ilgili yapılan ağaç kesimine karşı yapılan açıklamadır. Basın açıklaması ve Gezi olayları, ikisi ayrı bir faktördür. Gezi olayları daha istismar edilmeden önce evet, ben İstanbul İl Başkanı’ydım o dönemde, o zaman bizim milletvekillerimiz Celal Adan, Lütfü Türkkan vardı ve Ali Torlak ile Atila Bey de vardı. Biz basın açıklamasında bu parkın yeşilliğinin, bu alanın düzeninin bozulmaması, kesilmemesi, Taksim’de nefes alınabilecek tek yerin burası olduğu, buranın bizler kadar kuşların da karıncaların da hakkı olan bir yer olduğu açıklamasını yapan benim ama ne zaman ki Gezi’nin 2’nci, 3’üncü gününden sonra oraya örgütlerin gelmesiyle ve oralarda PKK’nın bayrakları ve AKM’nin üstüne Deniz Gezmişlerin resimleri açıldıktan sonra olayın rengi değişmiş ve olay başka bir boyuta taşınmıştır” açıklamalarını yaparak MHP’nin durduğu noktayı aydınlatmıştı.

ARAP BAHARI UYARISI

          Aynı günlerde MHP Lideri Devlet Bahçeli de “Bazı milletvekillerinin Gezi Parkı’nda eylemlerin içinde başrol oynaması düşündürücüdür. Halkla devleti karşı karşıya getirmek isteyen unsurlara fırsat verilmemelidir. MHP’nin hiçbir ferdi bu eylemlerin içinde olmamıştır. Bütün arkadaşlarımızdan bu tür eylemlere katılmamaları için hassasiyet göstermeleri istenmiştir. MHP, Türk milletinin huzuru, barışı ve güvenliği açısından hassasiyetlerini sürdürür. Nitekim bugün saat 12.00 civarında İstanbul İl Başkanlığımız tarafından yapılan açıklamada olayların kınandığı ve bu tür eylemlerde MHP’nin bulunmayacağı ifade edilmiştir. İnşallah bundan sonra bu tür olaylardan yararlanarak Türkiye’yi Orta Doğu’daki bir Arap Baharı’na benzer, şimdiden adını Türk Baharı koyarak bir kardeş kavgasına sürükleyebilecek davranışlardan vazgeçmelidir” açıklamasını yaparak MHP’nin Gezi olaylarına mesafesini göstermişti.

          Tüm bu gerçekler ortada iken, şehit kardeşine ettiği küfürden dolayı insan içine çıkması bile artık gereksiz olan İP Milletvekili Lütfü Türkkan, Meral Akşener’in kuzeni Osman Kavala’yı savunmak, onun ihanetlerine ortak olmayı aklınca meşrulaştırmak yahut sulandırmak için “Sayın Bahçeli’nin görevlendirmesi ile şimdi TBMM Başkanvekili olan Celal Adan, Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, İstanbul Milletvekili Ali Torlak ve ben 1 Haziran 2013’te Taksim Meydanı’nda biber gazının genizleri yakan havasını soluyarak bir bildiri okuduk ve Hükümeti istifaya davet ettik” açıklaması yapmış…

          Dönemin MHP İstanbul İl Başkanı Abdurrahman Başkan’ın dediği gibi yapılan açıklama sadece ağaç kesimine yönelik tepki, çevre duyarlılığının yansıtıldığı bir basın açıklaması şeklinde olmuştur. MHP’liler, Ülkücüler ne yakmış, ne yıkmış, ne de polisle çatışmıştır. İstanbul özelinde 15 dakikalık bir basın açıklaması dışında MHP’nin yaptığı başka hiçbir şey olmamıştır.

          Lütfü Türkkan isimli siyaset müptezelinin yaptığı, kendi ittifak ortakları CHP ve HDP’nin gözüne girmek için, MHP’yi de onların bölücülere desteğiyle yaktığı, yıktığı terör eylemleri alanına çekmeye çalışmaktır. Gezi olayları için oraya “Gözlemci” olarak gönderilen zavallı Lütfü Türkkan figüranlık peşindedir.

MHP HANGİ OLAYDA VARDI?

          Türk devletinin hazırladığı hasar tespit raporuna göre 58 kamu binası, 68 MOBESE kamerası ve 337 iş yerinin tahrip edildiği, 90 belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracı ve 45 ambulansın kullanılamaz hâle geldiği anlaşılmıştı. Eylemlerde 14 parti binasının zarar gördüğü, toplam zararın ise 140 milyon lira olduğu belirlenmişti. Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise 100’lerce milyar doları bulduğunu uzman raporları belirtmişti. Bu zararın yaklaşık yüzde 90’ının İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Antalya, Artvin, Bursa, Edirne, Eskişehir, Hatay, Kocaeli, Mersin, Samsun, Kayseri, Manisa ve Tunceli’de yaşanan olaylarda gerçekleştiği tespit edilmişti. MHP bu olayların hangisinde vardı?

Hiçbirinde yoktu.

          Ama bu olaylarda Lütfü Türkkan’ın şimdiki partisi olan İP’in ortakları CHP, HDP ve Sol’un tüm terör örgütleri vardı.

ALLAH BUNLARA AKIL VERSİN

          Meral Akşener’in “Gezi direnişi, Türk gençliği için, yalnızca bir protesto değildir. Aynı zamanda, millî şuurun da ayağa kalkmasıdır” dediği milli şuur, terör eylemleri herhâlde? Allah bunlara akıl ve ahlakı aynı anda versin…

          Gezi olaylarıyla ilgili olarak etki ajanı Osman Kavala’nın duruşuyla, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin duruşu bir mi CHP’liler, İP’liler, HDP’liler ve kuyrukları?

MHP LİDERİ SÜREKLİ UYARDI

          Ömrünü PKK’nın propagandasını yapmaya adamış Osman Kavala bizzat Gezi eylemleri içinde iken, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Gezi olayları başladığı andan itibaren sağduyulu davranmış, olaylar karşısında Ülkücüleri ve toplumu hep uyarmıştır.

Şimdi o konuşmaları teker teker hatırlayalım:

25. GELENEKSEL ERDEMLİ TÜRKMEN ŞÖLENİ’NDE YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (2 HAZİRAN 2013)

 

TBMM GRUP TOPLANTISI’NDA YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (4 HAZİRAN 2013)

 

MERKEZ YÖNETİM KURULU VE İL BAŞKANLARI TOPLANTISI SONRASINDA YAPMIŞ OLDUKLARI BASIN AÇIKLAMASI (7 HAZİRAN 2013)

 

TBMM GRUP TOPLANTISINDA YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (11 HAZİRAN 2013)

 

KARAMÜRSEL’DE DÜZENLENEN BELEDİYE BAŞKANI ADAY TAKDİM TOPLANTISI’NDA YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (13 HAZİRAN 2013)

 

***

AKŞENER’İN MÜLAYİM KUZENİ

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu ve benzeri birçok konuşması mevcuttur. “Gezi olayları gözlemcisi Lütfücük” bunları hiç duymadı mı da şimdi Meral Akşener’in “Mülayim kuzeni” Osman Kavala’yı kurtarmak için kendi kendine tiyatro oynuyor?

          Bu açıklamalar içinde PKK aktivisti Osman Kavala’nın çizgisine düşecek bir tane açıklama var mı Lütfücük? Siz, şimdi onun “Mülayim Kuzen” Osman Kavala’yı masumlaştırma çabalarına bakmayın. Lütfü Türkkan “Gözlemcilik” için gönderildiği günlerde Gezi olayları için “Yahudi, Ermeni ve Rum’sanız, Gezi eylemlerinde aktif olmanızı anlayışla karşılıyorum, lütfen soyunuzu araştırın” diye twitler atıyordu.

ÖVE ÖVE BİTİREMİYORDU

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin o günlerdeki Gezi olayları karşısında sağduyulu yaklaşımını ve karanlık oyunlar karşısındaki önleyici uyarılarını da öve öve bitiremeyen de bu Lütfü Türkkan’dı.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli, Gezi olayları döneminde AKP iktidarına karşı en sert eleştirileri ve uyarıları yapmış ama Türkiye üzerinde Gezi olayları bahanesiyle ameliyat yapmak isteyenlere karşı çok net tavrını göstermiş ve Ülkücüleri eylemlerden uzak tutmuştur. Tüm MHP teşkilatları ve kadrolarına “Eylem yerine gidip destek vermek isteyen, eylemcilerle yan yana gelmek isteyen varsa istifasını versin öyle gitsin” emrini veren Devlet Bahçeli’nin bu tavrı o günlerde gazetelerde haber olmuştu.

AHLAKSIZLIK

          “Gezi Gözlemcisi” Lütfü’yü referans alacak kadar düşen bazı medya organlarının “MHP’liler Gezi’de... Meğer Bahçeli’nin emriyle gitmişler” tarzı Osman Kavala’ya masumluk kazandırmaya çalışması ahmaklıktan başka bir şey değildir. O dönem Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Sözcü, Star, Vatan, T24 gibi yayın organları MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Gezi eylemleri karşısındaki tavrını haberleştirmişti. Biz de bugün manşetimizden onları tekrar hatırlattık. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tavır ve uyarıları ışığında milliyetçi bir yazar olarak biz de o günlerde “EYLEME ÇIKMADAN EYLEM ARKADAŞINI İYİ SEÇ” başlıklı bir yazı kaleme alıp Gezi olayları konusunda milletimizi şöyle uyarmıştık:

‘İÇ ÇATIŞMAYA GİDER’ DEMİŞTİK

          “Eğer bir gösteride, eylemde halkın malı yağmalanıyor, halkın vergileriyle oluşan devlet malı yakılıyor- yıkılıyorsa , halk yalan haber ve propagandalarla yönlendirilmeye çalışılıyorsa, devlet-millet çatışmasının temeli hazırlanıyorsa, eli kanlı terörist elçileri o eylemlerde boy gösteriyorsa , bölücü örgüt paçavraları sallanıyorsa orada herkesin dikkatli ve şuurlu hareket etmesi gerekiyor.

Hz. Ali ne güzel söylemiş “Yola düşmeden arkadaşı, eve girmeden de komşuyu sor.” diye…

          Taksim’de başlayan haklı bir davanın haksızlığa düşmesi için elinden geleni yapanlar Türkiye’yi bir iç çatışmaya götürecek adımlar atmaktadır. Ağaç ve yeşilliğin konu olduğu bir davada PKK’lı soytarıların ne işi vardır? Kundaktaki bebekleri bile gözünü kırpmadan kurşuna dizen, ağızlarından ve gözlerinden kan akan terör yandaşlarının, temsilcilerinin ‘ağaç şefkati ve merhameti göstermesinin’ bir inandırıcılığı var mıdır? (20 Haziran 2013)

          Osman Kavala’nın içinden bir Demirtaş, bir Kılıçdaroğlu, bir Akşener, bir Lütfü Türkkan, bir Süleyman Sazak çıkar ama Osman Kavala’nın içinden bir MHP’li, bir Ülkücü çıkmaz… Gezi’de görmek isteyenler adına bir “DEVLET” duruşu vardı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —