KERBELA ÇÖLÜ’NÜN (CHP) KAKTÜSLERİNİ GÖRMEKTENSE,
BİZİM ÜLKÜ GÜLİSTANIMIZA(MHP)
DÖNELİM VE İÇİMİZ AÇILSIN CANLAR…
“HARABAT EHLİNİ HOR GÖRME ZAKİR,
DEFİNEYE MALİK VİRANELER VAR”
ASIL OLAN…BU ŞİRİN BİNALARI GÜZELLEŞTİREN “ÜLKÜCÜLÜK RUHUMUZDUR.”

Kaç gündür tüm tv haber kanallarında İstanbul CHP İl binası dışında ve içindeki kavgalar ile çirkin surat, cırtlak sesli, ailecek Fetö’ye kalben yakın Özgür ve soğukkanlı, sakin görünmesine rağmen sinsi Gürsel ile eski Ankara Adliyesi koridorunda mübaşir gibi bağıran Mahir’in ve Mahmut’un yüzlerini görmekten ve ses tonlarının iticiliğinden midemiz bulandı…
-50 yılın siyasi tecrübesi ile bilinir ki, CHP KALAYSIZ KABA BENZER! İÇİNE KİM DÜŞERSE ZEHİRLER. Çünkü Allah dostlarından beddua almıştır bu fırka!
-Bıktık ya CHP haberlerinden!
-Vallahi de bizârem billahi de bizârem!
1940 yılından beri…Başımıza tebelleş oldular bu soykalar! Tam bir milli güvenlik sorunu!
Kerbela Çölü’nün (CHP) kaktüslerini görmektense, bizim şühedalı ve dualı
ulu çınar, nazlı Üç Hilal “ÜLKÜ GÜLİSTANIMIZA” (MHP) dönelim ve içimiz açılsın Canlar…
Bakmayın böyle şirin yapıların küçük göründüğüne…İçinden ne cevherler çıkıyor Allahın izniyle.
Yeni ilçe hizmet binalarının şirinliğini gören gönüldaşlar “handan-ı şadan” oluyor gönül şenleniyor ve ruha sükunet veriyor.
Güzel yurdumuzun çeşitli illerinde bu şirin binaları görmek isteyen her kesimden insanlar bu güzel binalara gelerek çay ve kahvelerini muhabbetle içtiklerini telefon sohbetlerimizde anlıyoruz…
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin küçük oğlu Şakir’i küçümseyen büyük oğlu Zakir’e söylediği gibi;
“Harabat ehlini hor görme zakir,
Defineye malik viraneler var.”
Anadolunun bir çok yerinde buna benzer teşkilat binalarımızı görmek mümkündür, olsun...
Asıl olan bu şirin binaları güzelleştiren ÜLKÜCÜLÜK RUHUMUZDUR.
12 Eylül öncesi ve sonrası tek başına iktidara gelen nice partilerin (AP-ANAP-DYP) o devasa büyük binaları hala durmakta ve sonunda DP oldu. Ama KERBELA ÇÖLÜ gibi susuz ve sevgisiz... Bomboş…
Hani… güzel bir Türk Sanat Müziği şarkısında söylendiği gibi;
“NEYLEYİM KÖŞKÜ SARAYI, İÇİNDE SALINAN YARİM OLMAYINCA.”
Bu dualı-şühedalı Üç Hilal’in tarihinde gezmek “şiir içinde seyahat” gibidir.
Bu kutlu yolculukta, seyahatta rahmetli Prof.Dr.Erol Güngör Hoca’nın İstanbul için söylediği sözü bizde gençlik sevdamız Üç Hilal için deriz ki;
“GÖNÜL SENDE YAŞLANSIN, DİZLER SENDE YORULSUN.”
İnsanlar gelir-geçer. Ancak kurumlar hele, hele kuruluş amacı "Türk Cihan hakimiyeti mefkuresi" olan ve Türk Devlet geleneğine bağlı kalan köklü teşkilatlar ilelebed KALICIDIR.
Üç Hilal...Türk Milletinin devşirme değil MAYASIDIR. Gönüller de bu maya tutmuştur.
Bu mayanın bozulması,ekşimesi, bitmesi mümkün değildir. Boşuna uğraşmayın.
Nazlı Üç Hilal kısa ömürlü KABAK değil ULU ÇINARDIR.
Hadi gelin Canlar…KABAK/ÇINAR
“farkını” güzel bir örnek ile anlatalım;
Ulu çınar ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş…Bahar ilerledikçe bitki çınar ağacına sarılarak büyümeye başlamış.
Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse çınar ağacıyla aynı boya gelmiş.
Bir gün sormuş çınara İP’siz kabak:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-50 yılda, demiş çınar.
-50 yılda mı.? diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak, ben neredeyse 2 ayda seninle aynı boya geldim bak.
-Doğru demiş çınar.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında İP’siz kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.
İP’siz kabak sormuş endişeyle çınara:
-Neler oluyor bana çınar.?
-Ölüyorsun, demiş çınar.
-Neden.?
-Benim 50 yılda geldiğim yere sen 2 ayda gelmeye çalıştığın için.
Bu yüzden yarım asırlık tecrübe ile bizde deriz ki;
-GERÇEK BAŞARI, EMEK,YÜREK
VE KARARLILIK İSTER.
Türk Milleti, kendi selametini, kendi beka kaygısının teminatını MHP’de görüyor, MHP’yi en önemli siyasi güvencesi olarak görmeye devam ediyor.
Her seher vaktinde duamız odur ki;
Hak etmeyeni sevdirme bize Yarabbi.
Nazlı Üç Hilal “Gülistan” yerine dikenli “kaktüs” dolu “Kerbelâ çölünü” tercih etmişseniz ve ülkücülükle alakası olmayan soykaların ve İP’siz nankörlerin liderliklerini kabul etmişseniz biz ne yapabiliriz ki?!
Turan Coğrafyasının yegane ümidi olan Üç Hilalli MHP ve Devlet Bey bizim için sadece siyasi bir parti ve Genel Başkan değildir. Onun çok ötesinde bir anlamı ve vazgeçilmezlik ruhu vardır.
Aziz Türk Milleti “BEN MHP KÖKENLİYİM/BEN ESKİ ÜLKÜCÜYÜM” diyenleri ve şühedalı kutlu hareketi suistimal edenlerin oyunlarını mutlaka bozacak ve oyunu kuranlar tarihin çöplüğüne gömülecektir Allah’ın izniyle.
Daha ilk kelamında dava cehaleti ortaya çıkan…Hak hukuk bilmez, tarih okumaz, ilmihalden ve gıybetten habersiz, dava, düstur bilmez at hırsızı zübüklerin “ülkücüyüm/MHP kökenliyim” demeleri çok komik!
Hele birde suret-i haktan görünen kitap yüklü okumuş hamallar var ki tam bir lağım çukuru…Bu yüzden deriz ki;
-Türk Devlet Geleneğinden ve teşkilat terbiyesinden uzak,
-Tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, devlet terbiyesi nedir bilmeyen,
-Kimliğiyle ters düşen aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi sadece ham bir hayaldir!
Bu zevatlar kişilik olarak fikri yapısı “Fetö ve bölücü halet-i ruhiyesine” sahipse hem teşkilata hem devlete faydası olmaz.!
Cahilinden, okumuşuna kadar
bu muhaliflerde bir ülkücü düşmanlığı içimize can evimize kadar nüfus etmiştir.
Zilletli bir yükselişin bilinen akibeti sadece düşüş değil, ani ve acıklı bir ÇAKILMADIR! Kutlu davaya ihanet edenler buna müstahaktır.
Dualı ve şühedalı bir kutlu hareket olan gençlik sevdamız Üç Hilal’e ihanet edenlerin sonu ne acı ve ne rezilcedir.
Allah bize bunları tek tek seyr-i alem yapacak.! Biz de ibretle izleyeceğiz sonlarını.
Kimlerin kuru yaprak misali nerelere savruldukları artık bu saatten sonra bizi ilgilendirmiyor.
Kendi düşen ağlamaz…
-Bizim obamız Üçhilal’li MHP…
-Ocağımız ise Bozkurtlu Ülkü Ocakları Allah’a şükür.
Büyüyen ve yükselen, cazibesi ve çekim alanı sürekli genişleyen Ülkücü Harekete hiç kimse, hiçbir odak engel olamayacak, pranga vuramayacaktır.
Çok büyük badireler geçirmiş, çok feci belalara giriftar olmuş "şehit ocağı/gazi yuvası"olan Üç Hilal’li MHP bütün bunlara karşı çok üstün hayatiyet göstermiştir.
Birbirimize dayanarak, birbirimizden feyiz alarak, bu suretle hoşgörü ve sevgi çemberimizi daha da geliştirerek öfke ve nefretin esiri olmuş siyasi kötürümlerin tuzaklarını bozacağız.
Biz;
-Ne yoldan çıkanlardan olacağız.
Nede;
-Yoldan çıkanların değirmenine su taşıyacağız.
Devletin zaafa uğraması pahasına siyasi gelecek planları yapanların devleti ayakta tutmak adına siyasi bedel ödemeyi göze almış MHP’nin siyasetini anlaması da mümkün değildir.
-MHP her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir siyasi parti olmuştur.
-Bu amaçla milli değerleri benimsemiş bir gençlik yetiştirmeyi hep ön planda tutmuştur.
-Bunda da başarılı olunmuştur.
Bu kutlu davaya ilk günden omuz verip bugüne getiren ve her türlü karalamaya iftiraya rağmen inatla değil “inançla” ÜÇ HİLAL çatısını terketmeyen “Mücadeleye devam… Hedef Turan” diyen tüm ülkücü gönül dostlarımızdan ALLAH RAZI OLSUN.
Bir grup toplantısında Devlet Bey ne de güzel bir tesbitte bulunmuştu;
"-Miliyetçi Hareket Partisi, Anıtkabir ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır. "
Merhum Ahmet Arvasi’nin dediği gibi;
“-Milliyetçi Hareket, küçük parti hesaplarında değil bütün parti ve politikalara yön veren milli ve mukaddes bir aksiyondur.”
Gelişen iç ve dış siyasi olaylar ARVASİ Hoca’yı HAKLI çıkarmıştır.
Üç Hilal...
Türk Milletinin...devşirme değil MAYASIDIR. Gönüllerde bu maya tutmuştur.
Bu mayanın bozulması-ekşimesi-bitmesi mümkün değildir. Boşuna uğraşmayın
Bizim Can ülküdaşlarımız samimi, ihlaslı müslümanlardır. Çünkü bizi biz yapan, bir makamın arzusu değil bir davanın sevdasıdır.
Türk-İslam Ülküsünün muzaffer ve muazzez bir mevkie gelebilmesi için çok çalışacağız, çok mücadele edeceğiz ve inançlarımızı samimi bir şekilde yaşayacağız.
Böylece rahmetle andığımız aziz ülkü şehitlerimizin yüzünü kara çıkarmayacağız.
Biliriz ki... Ülkümüzün başarı limitini inançlarımızın cesameti, büyüklüğü tayin edecektir.
VEFA;
yangın varken seçtiğindir..Söndükten sonra seçsen ne yazar, vazgeçsen ne yazar.
SADAKAT sevginin muhabbetin mayasıdır. Fikri mayası bozuk olanın sevgisi şaibelidir, çökmüştür.
Allah sadık ve sıddık kullardan olmayı nasip etsin. Ülkücü gönüllerden düşürmesin.
Her seher vaktinde duamız odur ki; Hak etmeyeni sevdirme bize Yarabbi.
Bakın...Niyazî-i Mısrî kimlerle anlaşabileceğimizi çok güzel ifade etmiş;
“Dünyaya muhabbet ve rağbet edenler bizi anlayamazlar...
Bizi ancak Allah’a aşık olanlar anlayabilir..”
-Hasan CAN gibi sevimli sırdaş varken, rüşvetçi CİNCİ Hocaları,
-Bir zamanlar medrese’de iki arkadaş olan ve “devlete nizam veren” NİZAM-I MÜLK varken Alamutlu HASAN SABBAH’I,
-İki Ömer’den biri olan adaletli kişilik Hz.ÖMER BİN HATTAB varken cahil bir insan olan EBU CEHİL’i (Ömer bin Hişam),
-Aziz Devletinin ve Asil Milletinin hizmetkarı DEVLET BEY varken gezmediği parti kalmayan “çapsızları-soykaları” bize sevdirmediğin için sana ŞÜKÜRLER OLSUN ALLAH’IM.
Bizim Ülküdaşlarımız…Türkiyenin geleceğinde tam ve kesin söz sahibi olacaklardır İnşallah…Zira KADER GAYRETE AŞIKTIR…Ulu Çınar Üç Hilal’i güzel günler, yıllar bekliyor Allahın izniyle…
BOŞUNA MI ÇEKİLDİ BUNCA ÇİLELER…
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
10 Eylül 2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK