Salonda Türkan Sultanla haber kanalını izlerken 12 Eylül öncesinin sevilen/sayılan Ankara Ocağı Başkanım Ayhan Ünal aradı ve “acı haber tez ulaşır” misali Nihat Genç Kardeşimin vefat haberini verdi.
Telefonda…Ayhan ÜNAL Başkanımızla Nihat Genç Kardeşimizin birlikte 12 Eylül öncesi Ankara “kavga yıllarımızdaki” hatıralarımızı duygusal bir şekilde hasbihâl eyledik.
Rahmetli Kurtuluş Parkı yanındaki Konya Yurdu’nda kalan Ülkü Ocakları Genel Sekreteri Dil-Tarih’li Sevgili Ağabeyim Behçet Kemal Gürsoy’in odasına sık sık gelir ve uzun uzun
sohbet ederdik.
O yılların;
-Hayali, dostluğu,yaşanmışlığı
ve ülküdaşlığı CİHAN DEĞER.
Şair NABİ’nin dediği gibi;
“-Bağ-ı dehrin, hem hazanını
hem baharını görmüşüz,
-Biz neşeninde, gamında rüzgarını görmüşüz.”

12 Eylül öncesinde beri yakınen biliriz ki Nihat Genç Kardeşim her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir kutlu dava adamıdır…
Gerek çeşitli illerde verdiği konferanslarda gerekse ekranlarda milli değerleri benimsemiş Türk gençliğine ve Anadolu insanına hitap etmiştir.
Rahmetli Nihat Genç Kardeşimiz gibi yaradılışı güzel insanın dilide güzeldir. Işık olma yolunda ışık saçar etrafına. Kainatın sadece bir zerresi olduğuna idrak etmiş tevazu sahibi gönüller rahmete, nimetlere şükrederdi…
Dava arkadaşlarına gönüldaşlarına yol gösterirdi…
Hiç maddi beklentisi olmamıştır.
Aynı Ruhî-i Bağdadî'nin dediği gibi:
"Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler,
Yevme lâ yenfeu’da kalb-i selîm isterler..."
{-Ey hoca sanma ki senden altın ve gümüş isterler.
-Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği günde tertemiz ve sapasağlam bir kalp isterler.}
Bakmayın ekranlarda hırçın göründüğüne, kabına sıpmadığına. Nihat Genç gibi “dervişliğiniz” yoksa;
-CİHANGİR OLSANIZ NE YAZAR.!
Nihat Genç Kardeşimiz;
-Sözünü esirgemeyen namuslu bir aydındı.
-Karadeniz'in hırçın çocuğuydu. -Kalemini ve beynini hiç satmadı.
-Hep inandığı doğruları söyledi.
SÖZÜN ÖZÜ…Son iki yıldır bizim 12 Eylül öncesinin Ankara’da ki devre ülküdaşlarımız, gönüldaşlarımız bir bir ebediyete irtihâl ediyorlar.
Yıllar öncesini hatırlıyorumda:
Günlük yazdığı gazetede ki arkadaşları rahmetli Ahmet ARVASİ ve Ayhan SONGAR Hocalarımız arka arkaya vefat edince Ahmet KABAKLI Hoca yazdığı makalesinin başlığını;
“YETİM-İ AKRAN OLDUK” yazmıştı.
Bizde yetim-i Akran olmaya başladık.
Allah dinden/imandan ayırmasın sadık ve sıddık kullardan olmayı nasip etsin… Ülkücü gönüllerden düşürmesin.
“İnandığı davayı yaşamanın yeri
ve zamanı yoktur.” diyerek kalemini korkusuzca kullanan ve sözünü esirgemeyen, ömrünü inandıklarını yaşayarak geçiren dava ve mücadele adamı Nihat Genç gönüldaşımın;
Ruhu şad, kabri nur, Nezd-i İlâhi de mekanı cennet olsun inşallah.
“Sevda” derecesinde sevdiği Ulu Türk Devleti ve Aziz Milleti var olsun.
4 Temmuz2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK