Kendini Türk hisseden, kökeni ne olursa olsun "Türküm" diyebilen Anayasamıza göre de vatandaşlık bağı oluşturmuş kişileri kök aidiyetlerine bakmadan Türk saymaktayız. Bu memnuniyet içinde oluşturduğumuz bir kabuldür.
Ancak:
Türklük temelde bir soy olgusudur. Meşrebî bir süreçle o isme ulaşmıştır. Bundan memnun olmayanlar olsa da...
Son zamanlarda tam bir bilgiçlikle (ukalalıkla), Türk'ün bazı terkiplere verilen bir adı ifade ettiğini, bir soy süreci olmadığını ifade edenlerin sayısında anlamlı bir artış gözlenmeye başlandı. Hatta bilim haysiyetinden yoksun Türk'ün amansız düşmanı bir eski parlementer profesör "Türk diye bir şey yoktur" gibi bir şeyler saçmalamıştı bir ara...
"Türk" tanımı yapılırken soy gerçeğini kıymetsizleştirmek şeref kavramı içinde bir yere konulamaz.
Türk, Türk'tür. O gerçeğe şaşı bakanların tarifiyle Türklüğün ne olduğunu öğrenmeyeceğiz.
Soyundan rahatsız olanlar, babası müphem kimliklerin ailesinden rahatsız olmasından farksız bir tavırdadırlar.
Bin yıldır bu coğrafyada Türk varlığından rahatsızlar. Türk'ü bu coğrafyaya yakıştıramayan piç sürüleri oldukça gövdeli bir kalabalık da oluşturuyorlar.
Onların emellerini besleyecek şekilde kara bir cahillik ve ukalalıkla türetilmiş millet tariflerine yeltenilmemeli.
Bu yönde yaygınlaşan algı ve oluşan iklime benim camiam seyirci kalmamalı. Bu yöndeki hassasiyetlerine güvenilmeyen iktidar cenahına ittifak gerekçesiyle verdiğimiz desteğin millet için çıkacak sosyal maliyetinin hesabını iyi yapmalıyız. Çünkü Türklükle ilgili nakıs algıların beslenişinde o cenahtan ciddi bir omuz desteği aldıkları kuşkusuzdur.
Bu ülkede nefes alıp da Türk soyundan rahatsızlık duyan kişide sülp bulanıklığı vardır. Emin olabilirsiniz.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...
NE MUTLU Kİ TÜRK'ÜM...
***
Bizim servetimiz, Büyük Atatürk'ün de vurguladığı gibi fahrimiz Türk oluşumuzdur.
Kimsenin gönlünü yapacağız diye o mefahirimizden asla taviz vermeyeceğiz.
16 Eylül 2025
Halil Kaya