Şu anda İsrail yayılmacılığı bölgemizin en önemli sorunlarından biri. Dini referansları dayanak kabul ederek Siyonist anlayışla sergilenen yıkıcı yayılmacılık bölgedeki tüm ülkeleri ciddi şekilde tehdit etmekte.
Küresel sistemin İsrail'in canice katliamlarına seyirci kalması İsrail'i daha da pervasız davranışlara itmekte ve akıl almaz saldırılarını birçok coğrafyada sürdürmesine neden olmakta. Ekonomik ve askeri gücü, ABD'nin güçlü desteği, küresel konjonktür, bölge ülkelerindeki bölünmüşlük gibi nedenlerle İsrail kendine aşırı güvenmekte ve bu güvenden hareketle de bombaları masum insanların üzerine yağdırmakta.
Filistin'i yıllar içerisinde yiyip yutan İsrail, zaman zaman Yemen'e, kafasına estikçe Suriye'ye, canı sıkıldıkça Lübnan'a, içeriye dışarıya mesaj vermek istedikçe İran'a saldırıp duruyor. İsrail, saldırılarıyla sadece ceset ve yıkım üretmiyor aynı zamanda stratejik hedeflerine de bir bir ulaşıyor.
İsrail bir yandan topraklarını genişletirken diğer yandan da genişlemesi önünde engel teşkil edenleri diskalifiye etmeye çalışıyor. Filistin'i kendisi açısından artık kolay lokmaya dönüştürdüğünü düşünen İsrail gözünü yeni topraklara dikmiş durumda. Dün Gazze'ye, bugün İran'a yapılanların yarın bilmem hangi ülkeye yapılacağı kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Son İran saldırılarının asıl nedeninin sadece İran ile ilgili olmadığını, bu saldırılardaki asıl amacın İran'ın kendi derdine düşmesini sağlayarak etki alanı içerisinde yer alan bölgelere desteğini kesmesini ve bu bölgelerin rahatça işgal edilmesiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Yani asıl hedefin öncelikle Lübnan'ın işgal edilmesine uygun ortam yaratma çabası olarak görüyorum.
İran'ın kolu kanadı kırıldıktan sonra İsrail'e göstermelik birkaç Hizbullah saldırısı olsa ve bunu gerekçe göstererek İsrail askerleri Lübnan'a girse kim ne yapabilir? Kim karşı çıkar buna ya da kim durdurabilir İsrail'i? Bence ileride yaşanacak senaryo budur veya buna benzer bir senaryodur.
Bölgesel istilanın başaktörü İsrail, dört bir yana doğru topraklarını genişletmek için vahşice saldıracaktır. Tarihi gelişmeler bunu işaret etmektedir. Bugün durdulamayan İsrail yarın daha güçlü ve daha acımasız olacaktır. O nedenle İsrail'in kapısına dayanmış olmasını istemeyen tüm bölge ülkeleri birlikte hareket etmeli ve Siyonist işgallerin önüne geçmelidirler. Bu yapılmazsa Siyonist işkembe bir bir hepsini yutacaktır. Ta ki bizle karşılaşana dek.
Dünya İsrail'e dur demezse tarihin akışı muhakkak ki bir gün bizi karşı karşıya getirecektir ve Türk'ün gazabına uğrayanların arasına İsrailoğulları da dahil olacaktır. İşte o gün tüm mazlumların öcünü almak necip milletimize nasip olacaktır.
Yeryüzünde Türk'ün kılıcından daha keskin bir kılıç yoktur ve bu realiteyi, tarih o gün bir kez daha yazacaktır!