Zakir TERCAN / HAREKET


Boş kafalı insanlar

Dava adamı olmak, inanç sahibi olmak fedakarlık ister. Bir ömür boyu inanılan fikirlerin kavgasını verebilmek bedel ödemeyi gerektirir.


Yazıma; Lider Devlet Bahçeli’nin anlam ifade eden şu sözleri ile başlamak istiyorum… Liderimiz diyor ki: "Bakarsanız büyük bir dava adamı pozu verirler. Gerçekte koca bir hiçtirler. İşlettikleri dedikodu şantiyesi, kaynattıkları fitne kazanıdır."

Dava adamı olmak, inanç sahibi olmak fedakarlık ister. Bir ömür boyu inanılan fikirlerin kavgasını verebilmek bedel ödemeyi gerektirir. Çünkü, büyük davalar için mücadele edebilmek azim ve iman gerektir.

Merhum Başbuğumuz Alpaslan Türkeş demiş ki: “Boş kafalı insanlar makam sahibi olunca, o makamın kendilerine her çeşit kudret ve liyakatı sağladığını sanırlar…”

Öte yandan gündelik insanlar vardır. Beyinleri ve kalpleri boştur. Onlar için para-mevki-makam önceliklidir. Bu yüzden pusulaları hep dünyadan yanadır. Özellikle gücü elinde bulunduran siyasilerin önünde yerlere kadar eğilen yüzsüzleri bilirsiniz…

Yazar Yıldıray Çiçek diyor ki: “Brütüs gibi elinde hançerle bekle ama dergâhta bekleyen derviş rolü oyna… “Bir lokma, bir hırka” sözünü dilinden düşürme ama dünya malı için en şehvetli halinle sinekten yağ çıkar… Kutsal davaları sömürmek için bünyeye giren parazit ol ama nesli tükenmiş kahraman gibi davran…”

Makam sahiplerinin önünde el oğuşturan karakter yoksunlarını tanırsınız. Her devrin adamı olan omurgasızları hep görürsünüz. Bunların pusulaları hep dünyayı gösterir. Bunlar üç kuruşluk dünya nimeti için her türlü alçaklığı, uşaklığı, şerefsizliği yaparlar. Hainler, kalleşler, şerefsizler, dönekler.. Onlarda hep bu insanlar arasından çıkar.

Yazar Yıldıray Çiçek diyor ki: “Bu hayat bize, dostlukta ve arkadaşlıkta sıfır hatayla, özenle davrandığımız insanların, finalde bize yaşattığı alçaklık, kahpelik, nankörlük ve ahmaklık kadar kötülükleri yaşatarak verebileceği başka bir ders yoktur.”

Sırtınızdan vuranların, sofranızda doyanlar olduğunu görünce şaşırmayın.. Bazı insanlar için nankörlük bir durum değil bir huydur... Bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki o da bir pisliktir...

Yazar Yıldıray Çiçek Diyor ki: “Al sana en basit sahte, riyakar insan tarifi… Olduğun gibi görünme, göründüğün gibi olma…” İdealist görün ama yaşama… Helal nutukları at ama haram ye… Namus için ölürüm de namus kirlet… Ruhunla oralıyken, bedeninle buralı gibi davran…”

Düşüncesini menfaatine göre şekillendirip, en yüksek kim verirse ona hizmet edenlerin mesleğidir. Sözünü yerine getirmeyen ilkesi, ahlakı yoktur… Oysa insanı insan yapan, satamadığı şeylerdir. Bir düşün, neyin karşılığında susuyorsun? Ne için yazmıyorsun? Neyi görmezden geliyorsun?

Merhum Necip Fazıl'ın da dediği gibi; "Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir."

Bugün, hakikati savunmak kolay değil. Bu, bedel ödenmesi gereken bir iş. Ama sustuğun her an, yalnızca hakikatten değil, insanlıktan da uzaklaşıyorsun.

Hz. Ali demiş ki: “Açık yürekle konuşan düşman içten pazarlıklı dosttan iyidir.”

Unutmayalım ki, İnsanın değeri, ona biçilen fiyatla değil, hiçbir koşulda satın alınamayacak kadar dik duruşuyla ölçülür. Ama aldanış hala sürüyor; hem de tüm çıplaklığıyla!

Evet herkesin bir hesabı var. Ama ALLAH’ın da bir hesabı var…

Kula kulluk edenler, tasmalı köpekler, bir avuç yem için efendisine köle olanlar, koltuk köleleri, siyaset simsarları gün gelir yok olup giderler.

Zakir Tercan

YAZARLAR