Son günlerde yaşananlar bir kez daha gösterdi ki Türkiye, sadece siyasi tartışmaların değil, büyük ve çok yönlü bir kuşatmanın tam merkezindedir.
Hem içeriden hem dışarıdan gelen saldırılar asla tesadüf değildir.
Ortadoğu’da İsrail eliyle yürütülen kanlı planlar, içeride ise MHP’ye yöneltilen acımasız saldırılar, aynı senaryonun farklı sahneleridir.
Amaç bellidir: Türkiye’yi zayıflatmak, Türk milletinin birlik ruhunu sarsmak ve devlet aklını devre dışı bırakmaktır.
Terörsüz bir Türkiye hedefine ulaşmak ve bölgemizde kurgulanan muhtemel savaş senaryolarını boşa çıkarmak adına yapılan bu stratejik hamle, zamanında atılmış ve devletin en tabiî hakkıdır.
İsrail’in İran’a doğrudan saldırması, yalnızca iki ülke arasındaki bir gerilim değildir. Bu, bütün bir bölgeyi ateşe atma planıdır. Ne yazık ki bazı ülkeler sessiz kalarak bu yangına ortak olmaktadır.
Ancak sessiz kalmayan biri var: Devlet Bahçeli. Türkiye’nin millî refleksini temsil eden bu duruş, “İsrail’e artık güç kullanılmalı” diyerek hem tarihsel hem ahlaki hem de siyasi bir kararlılık ortaya koymuştur. Bu, sadece bir partinin liderinin değil, ümmetin vicdanını temsil eden bir liderin çağrısıdır.
Tam da bu noktada Milliyetçi Hareket Partisi’ne karşı başlatılan saldırılar manidardır. MHP, bu ülkede terörün kökünün kazınması için en ağır sorumlulukları üstlenmiş, gerektiğinde bedel ödemekten çekinmemiştir.
Bugün şehirlerimize huzur gelmişse, sınırlarımızda terör örgütleri adım atamıyorsa, bunda MHP’nin tavizsiz kararlılığının payı büyüktür. Tam da bu yüzden içerideki kimi çevreler ve dışarıdaki odaklar MHP’yi hedef tahtasına koymaktadır.
MHP’ye yöneltilen acımasız eleştiriler, Türkiye’nin terörle mücadelesinde kat ettiği mesafeden duyulan rahatsızlığın yansımasıdır.
MHP susmaz, eğilmez, geri adım atmaz; devletin ve milletin yanında saf tutar. Kiminle mücadele ettiğini de çok iyi bilir. Bu yüzden hedefte MHP vardır.
Türkiye bugün bir eşiktedir. Ya içeriden ve dışarıdan gelen bu saldırılara boyun eğecek ya da bu toprakların bin yıllık ruhuyla yeniden dirilecektir.
Mesele yalnızca bir siyasi partinin hedef alınması değildir; mesele Türk milletinin istikbali, Türk devletinin bekasıdır.
Büyük oyunu görmek ya da görmezden gelmektir.
Devlet Bahçeli’nin çıkışı tam da bu yüzden tarihseldir. Bu yalnızca bir siyasi duruş değil, millî bir irade beyanıdır.
Bu çıkış, dostu da düşmanı da yerli yerine koymuştur. Herkes bilmelidir ki MHP sustukça milletin sesi kısılır, MHP yıpratıldıkça devletin ayakta durma iradesi zedelenir.
Bugün olan bitene sessiz kalmak, yarın ülkesiz kalmaktır.
Meseleye sadece oy hesabıyla bakanlar bunu anlayamayabilir. Fakat bu millet, hangi parti olursa olsun, devletin yanında duranları, teröre karşı dimdik duranları, mazlumun hakkını savunanları unutmaz, unutturmaz.
Tarih, konuşmaktan korkanları değil; hakkı haykıranları ve milletin yanında duranları yazacaktır.
***
Vatandaşı olmaktan şeref duyduğum Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn.Ersin Tatar beyin TDMMB Yönetim Kurulu olarak misafiri olduk, kutsalımız mavi vatan ile hasret giderdik.
H. Zafer Gülseven
MHP MYK Üyesi
14.06.2025