Bir önceki yasama yılı açılışına katıldılar.
Üstelik alışılagelmişin dışında davranıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ayakta karşıladılar.
O gün gelen eleştirileri, “Biz cumhurbaşkanını, devletin başını, Anayasa’da meclisi açmakla görevli olan kişiyi, makama saygısızlık yapmadan karşıladık. Bunda şaşılacak bir şey yok” sözleriyle göğüslediler.
***
Bugün ise dünün tam tersini yapıyorlar.
TBMM’nin 28. dönem dördüncü yasama yılı açılışına katılmayacaklarını, “Meclis açılışında Cumhurbaşkanı’nı ne oturarak ne de ayakta karşılamayacağız” sözleriyle duyuruyorlar.
Böylece yalnızca ikiyüzlülüklerini sergilemiyor, aynı zamanda Türk milletine olan husumetlerini de ilan ediyorlar.
***
Düşünün…
Bülent Arınç bile alınan kararın ne kadar yanlış olduğunu açıkça söylüyor, Meclis’in demokrasinin kalbi olduğunu hatırlatarak CHP’ye saygıdan taviz vermemeyi öğütlüyor.
Peki CHP yönetimi ne yapıyor?
Takındıkları tavrı savunmak için hezeyanlarına bir yenisini ekliyor, “Bizim nezdimizde meşruiyetini yitirmiştir” diyerek Cumhurbaşkanı’nı hedef alıyor.
***
Geçmişte de böyle yaparlardı.
Bunalımdan bunalıma sürüklendikleri zamanlarda meşruiyet tartışması çıkarıp akıl tutulmalarını perdelemeye çalışırlardı.
Parti içi çalkantıların şoku, millet iradesine gösterilen tahammülsüzlükle birleşirdi.
***
Meşruiyetin kaynağı CHP’nin keyfi yorumları mı, yoksa millet iradesi midir?
Milletin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı yok saymak, o makama oy veren milyonları yok saymak değil midir?
Bu sorular dün de cevapsız kalırdı, bugün de cevapsız kalıyor.
Çünkü CHP yönetiminden hiç kimse şapkasını önüne koyup “hangi siyasi eylemimiz meşrudur da millete meşruiyet ahkâmı kesiyoruz” diye soracak cesareti gösteremiyor.
***
Bugün gelinen noktada tablo daha da vahim…
Dünün sokak siyasetini körükleyip kamu düzenine kast eden eylemlere verilen desteklere, bugün belediyelerindeki yolsuzluk dosyalarını siyasi operasyon diyerek kapama uğraşı eklendi.
CHP, meşruiyetten anladığının aslında demokrasiyi demagojiye çevirmek olduğunu her fırsatta ispatladı.
Ve şimdi Meclis’e sırt dönerek kendi meşruiyetini kendi elleriyle dinamitledi.
***
CHP yönetimi, bugün sergilediği bu tutumla yalnızca kendini millet vicdanında gayrimeşru hale getirdiğini kanıtlamıyor.
Aynı zamanda CHP’nin ne denli yoldan çıktığını da gözler önüne seriyor.
Yozlaşmanın uçurumuna yuvarlanan CHP’yi, milletin terazisinde ibretlik bir çöküşten başka hiçbir akıbet beklemiyor.