Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


DEĞERLER ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

Ahlâk bir milletin veya bir kültürün tekelinde olan bir kavram değildir. İnsan denen varlığın diğer türlerden farkını ortaya koyan, belirleyici bir unsur ve insanlığın temel değeridir.


Bir insanda veya bir toplumda ahlâk yoksa başka bir değer aramaya gerek yok.…

Ahlâk eğitimi önceleri sadece din ile şekillendirilirken, karakter eğitimi konusu okul öğretisi olarak literatürde kendine biraz geç yer bulmuştur. Değerler eğitimi ise ahlâk ve karakter eğitimini kucaklayan, aynı zamanda okul dışı faaliyetleri ve aileyi de içine alan bir alan olmuştur.  

Türkiye’de “Değerler konusu din kültürü ve ahlâk bilgisinin mi, sosyal bilgilerin mi, dil eğitiminin mi yoksa diğer alanların mı ilgi ve çalışma alanına girer?” diye bir tartışma vardı. 2000 yılından önce pek de ele alınmayan değerler konusu biden bire değerlendi. İyi oldu ama... Eskiden ahlâk eğitimi yalnızca dinle ilişkilendirilirdi. Bugün artık neredeyse her alanın, her dersin içinde ele alınan ve önemi giderek artan değerlerin değeri üzerinde daha sık durmak gerekiyor.  Çünkü değerleri değersizleştirme modası başladı. Her değerin kazanda ısınan suyun içindeki kurbağa misali rehavete sokup neticede dayanılmaz bir hâle düşürmek isteyenlerle dolu bir zeminin ve zamanın sıkıntılarıyla doluyuz. Değesizliğe alıştırma yöntemi böyledir işte…

Az olan değerli olur ama sevginin çoğu daha değerlidir, dertlerin azı da acıdır. İnsanlardaki bilgi zihni geliştirir ve eğitir, beceri zihni ve kasları geliştirir, değerler ise kalbin eğitiminde önemli bir etkendir. Eğitimbilimciler değerler eğitimi hakkında çokça makaleler yazarlar ve teoriler geliştirirler ama bir türlü bu değerlerin nasıl kazandırılacağına dair etkili fikirler sunamamışlar, uygulamalarda etkisiz kalmışlardır. Neden acaba? 

Değerlerin kazandırılması bilgi yoluyla değil, beceri ve alışkanlık kazandırmayla mümkündür. 

Ahlak ve karakter eğitiminde temel unsurlar neler olmalıdır? 

Ahlak eğitimi Sosyal Bilgiler, Fen Bilimleri, Türkçe, Tarih, Beden Eğitimi, Müzik, Görsel Sanatlar, Yabancı Dil ve Din Kültürü ve Ahlak dersinde ne ölçüde kazandırılabilir?  

Her birinde ayrı güzellikler eşliğinde pek çok değer kazandırılması mümkündür.

Ahlâk bir milletin veya bir kültürün tekelinde olan bir kavram değildir. İnsan denen varlığın diğer türlerden farkını ortaya koyan, belirleyici bir unsur ve insanlığın temel değeridir.

Kültürler neyin ahlâkî, neyin gayr-i ahlâkî olduğunda başka kültürlerden farklı bir anlayışa sahip olabilir.

Değerler eğitimi uygulamaları kültür, toplum, ülke, zaman gibi birçok faktöre göre değişiklik göstermektedir. Hangi değerlerin kabul edildiği ve toplumda hangi değerlere daha çok önem verildiği ülkelerin değerler eğitimi uygulamalarını farklılaştırmaktadır.

Bireyin sağlam bir kişilik ve karakterinin yapılanmasında değerlerin rolü büyüktür. Değerler aynı zamanda toplumun sosyokültürel ögelerine anlam veren istenilen veya önemli görülen ilkeler, kurallar, standartlar ve ölçütlerdir. 

Kimi ülkelerde değerler gizil, örtük ya da kapalı müfredat  eğitim programlarıyla kazandırılırken kimilerinde de ders olarak ve ailenin isteğine bağlı biçimde din dersleri içinde verilmektedir. 

Hangi ülkede hangi değerler daha ön plandadır? Mesela; adalet, eşitlik, fırsat eşitliği gibi değerlere önem veren ülkelerde sonuç nedir?  

Araştırmacılardan bazıları Türkiye’de “Adil olma, bağımsızlık, barış, bilimsel, çalışkanlık, dayanışma, duyarlılık, dürüstlük, eşitlik, hoşgörü, özgürlük, sevgi, saygı, misafirperverlik, sorumluluk, temizlik, vatanseverlik, sağlıklı olmaya özen gösterme, yardımseverlik ve aile birliğine önem verme önem verilen değerlerdendir...” demekteler.  Bir yandan sayılan değerleri kazandırma gayreti içinde olan ailelerin ve okulların emeğini dikkate alırken, diğer yandan da bütün değerleri berheva eden sanal dünyadaki rezillikler aracılığıyla değerlerin değersizleştirilmesi gibi alçaklığın pek çok emsaline denk gelmek ne kadar fena değil mi?… 
Eğitim şart demek yetmez… Aile ve okulların, millî karaktere sahip eğitim sisteminin içindeki bütün değerleri zehirleyen sistematik eylemler çok etkili cezalarla ve tepkilerle karşılık bulmalıdır. 

Doğruluk, saygı, sorumluluk sahibi olma, adalet, önemseme ve yurttaşlık duygusu gibi değerler zafiyete uğrarsa ortaya çıkan karakter nasıl olur?Düşünmek bile istemiyorum. 

Toplumların geleceği, çocukluk döneminde çocukların hayatla uyumlu temel evrensel değerlere sahip olmasına bağlıdır. İşte o zaman daha yaşanabilir ve daha müreffeh bir milletin evlatları olacağı düşünülebilir.
Türk'ün bekası ahlâklı, vefalı, adaletli, iyiliksever karakterlerin yetişmesine ve eğitimine bağlıdır.


Tanrı Dağları'ndan 
Muhittin Gümüş 
16.09.2025

 

YAZARLAR