Bir derviş ölür kimse bilmez…
Düşer başım önüme kan tuttu mu göğü
Mısralar sancılanır doğuma kalmışsa gece
Alnımdan akan teri öper Annem…
Yüreğimde açan gülü öper Annem.
Kurşun kalemle vurulur ayın doğuşu
Düşer sığırcık kuşları kollarıma
Kelimeler doğar… kelimeler ölür…
Kırk yamalı hırkamı serdim yüreğine
Kırk dağın ötesinden haykırdım
Kırk ezan okundu da kulağıma
Kendime bin isim içinde
Sana sevdalı bir isim seçtim…
Sabah namazı duası oldun geldin
Adına yarim dedim…
Kıtmir uykusundan kalkıp
Bir ömürlük yalnızlığımla geldim
Seni ben kır çiçeğim..
Ahlat ağacının arkasına saklanıp
Saklambaç oynar gibi sevdim...
Bana git deme …kalem oldun yazdın yüreğime…
Yüreğime yazılanı silemem….
Taş kınası sürdüm avuçlarına
Ben seni avuçlarından öptüm...
Kuş olup kondum yüreğine
Ben seni yüreğinden öptüm...
Bulut oldum baktım gözlerine;
Ben seni gözlerinden öptüm...
Şiir oldum yoluna mısralar dizdim
Adına yarim dedim..
Sonra bir gülü avucundan öpersin
Yüreğin kanar…
Bir belkiye bırakır bütün belkileri
Bir keşkenin tabutunun peşinden
Kalacak sanma...Ben de giderim….
Kumruların gözlerinde kalır gölgemiz
Belki derviştir.. belki delidir..
Kimse bilmez nedir ismimiz…
Bir varmış… bir gitmiştir…