Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önyargılardan uzak ve kişilik haklarına saygılı olmak, gazeteciliğin olmazsa olmaz koşullarındandır.
Bu olmazsa olmaz koşullarını yerine getiren gazeteciliğin ülkelerin gelişmesini, kalkınmasını, insan haklarını, demokrasiyi tetiklediği gibi bir milletin bağımsızlığını korumasında, kollamasında en önemli roller üstlendiğini de biliriz.
Nitekim Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ateşini ilk yakanda bir gazetecidir, sonuna kadar koruyan da inanın bana yine basından olacaktır.
Bu vesile ile gazeteciliğin olmazsa olmaz şiarlarını yerine getirerek milleti, devleti ve tüm insanlık için hayatını seve seve harcayan ve bu harcama da görev başında şahadete eren gazetecilerimize Allah`tan rahmet dilerken, bu mesleği adam gibi icra edenleri tebrik ederim.
Bu arada bu mesleği tetikcilik haline getirenler kadar şerefsiz bir canlı yoktur.
Artık bu cümlelerden kim neresini üzerine alınıyorsa....
***
İnandıkları bütün tanrılar sahaya sürdüler... Kitabı bir kez açmamış bir ümmeti bilenler.
Ahlakını yitirmiş bir millet kadar aciz bir topluluk var mıdır?
Bizi hassasiyetlerimizden vurdular.
Ucuz sloganlar atıyoruz kervanını düzenlere karşı.
Ölmüş mazissine şiir yazan çocuklar gibi yetimiz.
Çok güvendiklerimiz sattılar bizi.
Şu kahrolan devranın sermayesi olduk.
İdeallerimizi çaldılar.
Ölmüşüz de daha selamız verilmemiş.
Selçuk Düzgün
