Şakir DENİZ


İnsanı harcamak kolay, anlamak zor!

Ne çabuk unuttuk, sevginin kutsallığını… Ne hızlı tükettik, sevdanın emekle büyüdüğünü…


Zamanın en büyük sınavı, insana verilen kıymettir. Bugün ilişkiler, dostluklar, hatta akrabalık bağları bile bir tuşla başlıyor, bir bakışla bitiyor. Bir gün elini tutup “iyi ki varsın” dediğimiz insanı, ertesi gün yokmuş gibi davranabiliyoruz. Oysa karşımızdaki, etten kemikten ibaret bir beden değil; Allah’ın yarattığı en büyük mucize olan insandır.

Ne çabuk unuttuk, sevginin kutsallığını… Ne hızlı tükettik, sevdanın emekle büyüdüğünü…

 


Gönül dünyasını hiçe saydığımız her insan, aslında bize verilen bir emaneti yitirmemiz demek. İnsan, sadece konuştuğu kelimelerden, giydiği elbiselerden, yaptığı işten ibaret değildir. Onun bir kalbi vardır; içinde kırılganlık, umut, hayal ve dua taşır. Bir bakışıyla bizi iyileştirebilir, bir sözüyle yolumuzu aydınlatabilir.

Ama biz ne yapıyoruz?
Değeri ancak kaybedince anlıyoruz. Birlikte geçen günlerin, paylaşılan dertlerin, kahkahaların kıymetini çoğu zaman ancak sessizlik çöktüğünde, telefonlar susup kapılar kapanınca fark ediyoruz. O an içimizi bir boşluk kaplıyor ama iş işten geçmiş oluyor.

İnsan… Allah’ın “Ol” emriyle var ettiği, akıl ve ruh bahşettiği, yeryüzüne halife kıldığı mucize. Ve biz bu mucizeyi, bazen bir kırgınlık, bazen bir gurur uğruna harcayıp yok sayıyoruz.
Oysa insana verilen kıymet, sadece ona değil, Yaradan’a gösterilen saygıdır.

Unutmayalım, insanın gönül dünyası dokunulmazdır. Oraya dokunduğunuzda ya sevgi eklersiniz ya da derin bir yara açarsınız. Ve her yara, zamanla hatırlanır. Her sevgi de zamanla yeşerir.

Belki de bugünden tezi yok, şu soruyu kendimize sormalıyız:
Hayatımıza giren insanları harcayan biri mi olacağız, yoksa onları Allah’ın bir mucizesi olarak görüp, gönlünde yer açan biri mi?

Şakir DENİZ 
Akdağmadeni

YAZARLAR