İsrail, kuruluşuna onay veren Atlantik Lordlarına güvenerek bölgemizde hep dövüşecek ülke aramıştır. İsrail'in tarihi, kendi başına cenk meydanında kahramanca verilmiş bir mücadeleyle değil aksine arkasına saklandığı Batılı güçler sayesinde acımasızca yaptığı katliamlarla doludur.
Tarihe dönüp baktığımızda çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki; İsrail tek başına Ortadoğu'da herhangi bir ülkeyi yenmek şöyle dursun ortalama bir örgüte karşı dahi galip gelemeyecek bir ülke hüviyetine sahipti. Askeri gelişimini, silah teknolojisini, siyasi gücünü, politik kazanımlarını okyanusun iki yakasına borçludur. Eğer ki ABD ve Avrupa'nın desteği olmasaydı İsrail diye bir devlet olmazdı, olsaydı bile ömrü bu kadar uzun olmazdı.
İsrail'i besleyen de, büyüten de, saldırganlaştıran da, şımartan da kapitalist devlerdir. Batı'nın pis işlerini yapmak için yetiştirilen bir suç makinesidir İsrail. Atlantik'in Ortadoğu'ya ilişkin kirli senaryolarını İsrailoğulları sahneye koyar. Yahudiler, Batı'nın siperinde kapitalizm silahının tetiğini kanlı elleriyle çekerler. Bu Onların asli görevidir.
Batı'nın lejyoner medyasının kara propagandasına aldanırsanız, Yenilmez Armada olarak servis edilen İsrail'in başa çıkılamaz bir devlet olduğu hissine kapılabilirsiniz. Ama son günlerde İran'ın yolladığı füzeleri dikkate aldığınızda Demir Kubbe altında İsrailoğullarının pek de rahat olmadığını görebilirsiniz. Ya da kısıtlı imkanlarla Gazze'de mücadele veren Filistinlilere karşı mutlak bir zafer kazanamadıklarını da gözlemleyebilirsiniz.
Batı ile İsrail arasında tam bir simbiyotik ilişki vardır. Birlikte hareket ederler, birlikte hayatta kalırlar. Kazan-kazan formulü her iki kesim tarafından da tam mutabakatla benimsenmiştir. Batı'nın şımarık çocuğu, mamasını okyanus ötesinden alır ve karnını doyuran efendileri adına Ortadoğu'da kılıç sallar.
Bu ilişki biçiminden hareketle diyebiliriz ki biri kaybederse bunun bir yansıması olarak diğeri de kaybedecektir. Tabii ki şu anda dünyadaki konjonktür dikkate alındığında bunun zorlu bir süreç olacağı aşikardır ama bu kanlı coğrafyanın bir gün o günleri de göreceğine inananlardanım. Soykırım uzmanı Batı ve Onun Ortadoğu'daki Siyonist silahşörü elbet bir gün kaybedenlerin safında yer alacaktır.
Benim de çok sevdiğim güzel bir atasözümüz var; keçi esrik olunca dövüşmeye kurt ararmış. İsrail'in ülkemiz ile ilgili düşünceleri sözkonusu olduğunda hep bu söz aklıma gelir. Kalın sağlıcakla...
