Zakir TERCAN / HAREKET


Kendilerini bir halt sananlar!

Zamanımızı harcadığımız insanları izliyoruz, emek verdiklerimizi, el uzattıklarımızı, sarıldıklarımızı, kucakladıklarımızı, taşıdıklarımızı, yaralarını sardıklarımızı, sesleri olduklarımızı izliyoruz, insanı oynayan yalancıları izliyoruz.


Zamanımızı harcadığımız insanları izliyoruz, emek verdiklerimizi, el uzattıklarımızı, sarıldıklarımızı, kucakladıklarımızı, taşıdıklarımızı, yaralarını sardıklarımızı, sesleri olduklarımızı izliyoruz, insanı oynayan yalancıları izliyoruz.

Kalp bir tarladır. Kimi muhabbet eker, kimi nefret. Ama mahsulü ameldi, herkes ektiğini biçer!..

Hak ile hakikati bilmeyeler, hile ile, hurda ile işi olanlar, şeytana ruhunu satanlar, şeytan ile beraber yola çıkanlar, dillerinden sanırsın ehli müslüman, gerçeği anlarsınız yaptıklarını görünce…

Şems-i Tebrizi der ki; “Yüzü dost, özü düşmandan usandım. Dili Mü’min, kalbi şeytandan usandım. Dostum; herkesin kahrı çekilir amma, ben, davasız Müslüman’dan usandım.” 

Çıkar için her gördüğüne sarılanlar, etraflarını dalkavuk zevatlarla donatanlar, akılarını hapsetmiştirler inandıkları yalanlara, helali-haramı unutanlar, haramla bedenlerini ve ruhlarını zehirleyenler, makama gelince kendilerini bir halt sananlar, ne mal oldukları ortaya çıkar icraatlarıyla…

Anadolu halk kültüründe şöyle bir deyiş var; “Yürü bre adam olmayanlar / Adam kıymeti bilmeyenler / Dar günümde olmayanlar / Var günümde neyleyim sizi.”

Hırs insanın gözünü kör eder. Hele birde zayıf imana haizse tamamen şeytanlaşır. Hayat her zaman bizlere lütuf ve ihsanla gelmez bazen onlara ulaşmak, sahip olmak belli bir evreden geçerek elde edebilir, elbette bunun yükümlülükleri ve zahmeti olacak, insanın buna hazırlaması velhasıl güçlü iradenin nüksetmesi şarttır.

Gücümüz neye yeter bilmem ama, Dua’nın Sahibi her şeye yeter… 

Sabahtan akşama “BEN” diyerek etrafındaki varlığı titreten beşer; kendini kainatta güneş yerine koyarda fark etmez dünyanın onun çevresinde dönmediğini feleğin tokadını yemeden!

Yapılanı unutan kendine ihanet eder…

Kibir; kabalığın, hamlığın, yetişmemişliğin, hayalperestliğin tezahürüdür. Kibir; Kendini  beğenme ve bir nevi hastalık belirtisidir. Bu ya aşağılık duygusu denilen bir saplantının değişik bir biçimde tezahürü veya cehaletin, aldanmanın bir sonucudur. 

Gereksiz insanlara vakit ayırmamak lazım, malum adı üstünde gereksiz… Hatalar insanlar içindir… Ama kahpelik ve şerefsizlik kişiye özeldir. 

Kalp; İman ile…
Acı; Sabır ile…
Dil; Dua ile güçlenir, kendini anlatmak için yorulma! Kalbini en iyi Allah bilir. 

Zakir Tercan

YAZARLAR