Yazıma; Bilge Lider Devlet Bahçeli'nin şu sözleri ile başlamak istiyorum..
Lider diyor ki:
"Büyük davalar, büyük hedefleri olan insanların omuzlarında taşınmıştır. Büyük zaferler büyük hedeflerin sonucunda ortaya çıkmıştır. Her zafer hak edenlerin, haktan ve hakikatten yana duranların omuzlarında yükselmiştir."
Değerini bilmiyorsa onun için mücadele etmenin ne anlamı var? Bir zorlarız, iki zorlarız, sonra bir anda çeker gideriz.. Dostumuz, sevdiğimimiz, arkadaşımız olursa olsun. Kimse vazgeçilmez değil.
Merhum Osman Bölükbaşı demiş ki: “Dün sövdüklerine bugün övenler, dün övdüklerine bugün sövenler göstermiştir ki; Köpekler her avcı ile ava çıkarlar..."
Elinizden geldiği kadar bir gönlü perişan etmemeye çalışın. Çünkü bir ah cihanı altüst eder. Maşallah öyle gönülleri perişan ediyorlar ki, üzerlerine adam tanımıyoruz.
Başlarını kuma gömmüşler her tarafları açık.. Vur abalıya abalıya, vur gitsin.
Düşünmezler ki, bir ah seni bulur, yakalar, yakana yapışır.. Seni orada diz çöktürür ve seni perişan eder!
Sayın Suat Yılmaz diyor ki: “Ülkücünün dünya malında gözü yoktur ve arkasından konuşan, iftira atan dünya mallarıyla da bir işi yoktur. Ülkücü; Türk Milletine, Türk Devletine ve İslam alemine düşman olanlarla her alanda mücadele eden Dava adamıdır, Ülkücüyü vicdanı olmayanlar anlayamaz...”
En çok nerede yanıldık, bizim sevdiğimiz insanların bize kıyamayacağını düşünerek hareket etmemiz ve o insanlara güvenmemiz olmuştur.
Hakkımızda hayırlısı neyse Allah gönlümüze onu nasip eylesin.
Biz başka bir şey istemiyoruz.
Allah bizi yaptıklarımızın değerini bilen ve anlayışlı insanlarla karşılaştırsın.
Yazar diyor ki: “Yol arkadaşlığı ölümüne olur. Yoldaşını yolda bırakıp kaçanlardan, yol da bulduklarına değişenlerden olmadık olmayacağız. Bu tiplerden çok var mı var. Allah yolumuzdan, yol arkadaşlarımızdan razı olsun.”
Hiçbirşeyden haberimiz yok sanıyorlar, zaten bizde böyle bilsinler istiyoruz. Çünkü yanında huzur bulduğumuz insanlar, servetimizdir. Allah onların eksikliğini vermesin. Bomboş insanların, ağır kelimeler kullanışı bizi güldürüyor.. Bizde de sizlere ait bir kaç söz var, zamanını bekliyoruz.
Merhum Galip Erdem ne güzel ifade etmiş, diyor ki: "İmkanla iman birleşmediği müddetçe dava kazanılmaz, kazanılsa da , sizin en ufak bir payınız olamaz, hiç değilse olduğunuz gibi görününüz, bedava Ülkücü'lük ten vazgeçiniz."
O kadar anlatılacak çok şey var ki; o kadar çirkin, o kadar yalancı, o kadar iki yüzlü, o kadar sahtekar, o kadar dolandırıcı, o kadar nankör, o kadar vefasız, o kadar dedikoducu, o kadar fitneci, o kadar iftiracı var ki, işte bunları anlata anlata çok yoruluyoruz, çok yorgunuz…
Düşünür yazar Sigmund Freud diyor ki: "Hatalı olduğunu anlamak ve özür dilemek sadece beynini kullanabilen insanlara özgüdür..."
Sizi her halinizle seven, neyi ne için yaptığınızı bilen, ufacık bir nedenle silip atmayan, kusurlarınızı yüzünüze vurmayan, derdinize surat büken değil de üzüldüğünüzü hissedip size vakit ayıran ve üzüntünüzü paylaşanlar olarak.. Sizin vefasızlığınız ve nankörlüğünüz bizi hayal kırıklığına uğrattı...
Onca zamanın boşa geçtiğine mi, her şeyin bu kadar yalan olduğunu çok geç görmememize mi, yoksa bir hiç uğruna harcadığımız emeğimize mi üzülelim. Birinin yalan söylediğini hissetmek kadar hiç bişey tiksindirmedi bizi bu hayatta.
İki yüzlülüğünüzü herkes görüyor. İnsanları kandırmak, yıllardır yaptığınız tek işiniz. Birileri hatadan dönsün. Şakşakçılara itibar etmesinler, gerçekleri söyleyenlere itibar etsinler. Yoksa gidişat çok vahim... Çünkü; affedilmeye alışmış insanların yüzsüzlüğüyle uğraşmak çok zor.
Ülkücü Harekette ne bal vardır, ne bal tutup parmağını yalayan. Çile ve bedel ödemek vardır. Her mazlumun acısını iliklerine kadar hissederken, hayata asi duruşun onurlu acısı vardır...
Kaliteli insanlara denk gelsin hayatımız.. Nerde nasıl davranacağını bilen, karakteri sağlam olan ve sizi el üstünde tutan insanlar.. Sadece iyi günde varlığını belli edip kötü günde yok olmayan, sözünün eri olan insanlar.. En önemlisi varlığı hayatınız da belli olan insanlar..
Neden üzülüyoruz biliyor musunuz? Ne geldiyse başımıza, sevdiğimiz insanların yanlışlarında bile doğru aramaktan geldi. Birinin yalan söylediğini hissetmek kadar hiç bişey tiksindirmedi bizi bu hayatta.
Zakir Tercan