İnsanımızı meşgul eden hurafelerden birisi "Lozan'ın gizli maddeleri" idi. O safsata tamamen olmasa da yüzüncü yıl ikmal edilip yaşanınca hayatımızdan çıkmış gibi.
Hurafelerden bir diğeri ise eğitimimizin “Fulbrigt Komisyonu” tarafından şekillendirilip, dizayn edilmesi safsatasıdır.
“Fulbrigt” bir kültürel değişim anlaşmasıdır. Ondan sonra da benzerleri olan imzaladığımız pek çok anlaşma gibi.
Savunulacak bir tarafı mı var?
Ben savunmayanlar tarafındayım. Çünkü bu tür anlaşmalar bizim ülkemizde maksadını aşıp, benlik deformasyonuna yol açmakta…
Bizde Eğitim yapımıza (Maarifimize) desen vuran argüman öğretim müfredatıdır. Benim hatırladığım kadarıyla her yeni Milli Eğitim Bakanımız göreve başlar başlamaz şapkalarından birer kuş veya tavşan çıkardılar. Müfredatla görevli Talim Terbiye Kurullarını kimisi komünist, kimisi dinci, kimisi liberal tercihlerde yeniden oluşturdular. Ortalama her on yılda bir sistem ve müfredat tepetaklak edildi. Şimdiki on yıl ise milli tarih bilincinden uzak bir sistemle oluşturuluyor gibi.
Ama 'cambaza bak' atakları ve günah keçisi hazır bekliyor: “Fulbrigt...”
Sanki Düyun-u Umumiye'den bahsediliyor.
Gerçek olan şu ki, Atatürk'ün vefatından sonra eğitimimiz hiç milli olmadı. Vebali de “Fulbrigt” falan değil kendi boynumuzdadır.
Bir zamanlar aktüel olan Kurtlar Vadisi dizisinde bir Deli Hikmet karakteri vardı. Bütün olumsuzluklara bir "derin devlet" teşhisi koyan...
Şimdi de “Fulbrigt” konferans ve vaazları verenlerin Deli Hikmet'ten bir farkları yok. Onları ağızları açık dinleyenlerin de ilk defa otomobil görmüş Ekvator yerlilerinin şaşkın bakışlarından...
***
Bu orman yangınları için iktidara atfedilecek hiç bir kusur yok. Gerçekçi ve vicdanlı olalım.
Bu süreç gösteriyor ki büyük bir amaç tahakkuk ediyor. Ara amaç ise Türkiye'yi ormansızlaştırmak, çıplak ve kuru bir arazi haline getirmek. Ondan sonraki merhale ne bilinmez.
Neymiş de rant niyeti var imiş. O zaman orman yakan alçakların birisi bir muhalefet partisi mensubu. O parti de bu ranta ortak mı diyelim?
Ülkemizin yangın söndürme uçağı, helikopteri ve diğer teçhizatı yönüyle dünyanın belki de en donanımlısı haline geldiğini biliyoruz.
Ne yapılsın?
Her köye bir yangın uçağı hangarı ve uçak mı konuşlandırılsın? Eleştiri ve önerilerde biraz tutarlılık olsun.
Ciğerlerimiz yanmıyor, eş zamanlı olarak YAKILIYOR. Tedbiri ise biraz mevzuat dışına çıkılarak, her büyük devletin refleksine uygun oluşturulmalı.
Yeter artık!
29 Temmuz 2025
Halil Kaya