“Mankurt” kelime anlamı olarak, köleleştirilmiş veya zihinsel olarak kontrol altına alınmış insanları ifade eder. Bu terim, Türk mitolojisine dayanan ve özellikle Türk dünyasının büyük yazarı Cengiz Aytmatov'un eserleri aracılığıyla daha geniş bir kitle tarafından bilinir hale gelmiştir. Aytmatov, edebiyat aracılığıyla rejime yönelik eleştirilerini aktarmış, millî kültürün mitleri, destanları ve masallarıyla evrensel temaları işlemiştir. Bu şekilde, Aytmatov’un eserleri hem Kırgız kültürünü yansıtmış hem de toplumsal eleştirilere odaklanarak geniş bir tabana seslenmiştir. Esasen "mankurt" üzerine doğru ve ayrıntılı yazıyı Prof.Dr. Nurullah Çetin hocamızdan okumuştuk...
Cengiz Aytmatov’un “Kılımga Tete Bir Kün /Gün Olur Asra Bedel” adlı romanında anlattığı “mankurt” düşman tarafından kul, köle hâline getirilmiş, kendi milletine yabancılaşmış ve düşmanlaşmış bir kişidir. Hikâyeye göre, düşmana esir düşmüş kişinin saçı kazındıktan sonra kafasına ıslak deve derisi yapıştırılır ve yakıcı güneşin altına bırakılır. Deve derisi kurudukça kafa derisini sıkıştırır ve sonunda onun aklını, melekelerini kaybetmesine sebep olur. Düşünme, idrak etme ve muhakeme etme gücünü kaybetmiş, kendisinden istenilen her şeyi gözü kapalı olarak yapan “mankurt”, kendi milletinin değerlerine yabancılaşmış, egemen güçlerin etkisi altına girmiş bir figürdür.
Aytmatov’un eserlerinde Türk mitolojisinin ince örneklerini görmekteyiz. Yazar öz kültüründen aldığı bir masal ya da bir efsane yahut Manas Destanı’nda geçen bir olayla yaşadığı dönemi ilişkilendirmiş, gerçek yaşamı o efsane üzerinde somutlaştırmıştır. Bu bağlamda yazarın en önemli eserlerinden biri kabul edilen Kılımga Tete Bir Kün, Türkiye Türkçesine “Gün Olur Asra Bedel, Gün Olur Yüzyıl Olur, Gün Uzar Yüzyıl Olur ve Asırdan da Uzun Bir Gün” gibi anlamlarda çevirisi yapılmıştır.
Çeviriler doğrudan Kırgız Türkçesinden yapılsaydı bu kadar değişik anlamlar çıkmazdı. Çünkü mütercimler eseri Rusçasından çevirmişler. Mütercim Refik Özdek “ara dil” kullanarak Fransızcadan çevirmiştir. Halbuki Kırgız Türkçesinde “Kılımga Tete Bir Kün” karşılığında “Asra Bedel Bir Gün” denebilirdi. Tıpkı "Ak Keme" adlı eseri "Ak Gemi" değil de "Beyaz Gemi" diye çevrildiği gibi... Ortak kelimeler varken başka bir kelime tercihi ortaklığı bozuyor.... Bunun sebebi çeviride"ara dil" kullanılması olsa da daha başka saikler de var.
“Aytmatov, bu eserinde bireyin ulusal bilincinden nasıl koparıldığına, köküne nasıl yabancı kaldığına, öz benliğini nasıl kaybettiğine ve içinde yaşadığı topluma nasıl yabancılaştığına vurgu yapmıştır. Bunu da Gün Uzar Yüzyıl Olur eserinde kullandığı ve aslı Manas Destanı’nda geçen Nayman ana söylencesi içindeki mankurt metaforu ile dile getirmiştir. (D. Yılmaz, 2024, s.60)”
Bugün ülkemizde ve dünya coğrafyasının içinde mankurtlar var hem de çok sayıda… Ülkesinin ve milletinin değerlerine karşı gelmeyi amaç edinen, o değerleri tezyif etmek için bütün enerjisini kullanmayı temel vazifesi sayan, kendi kimliğini o değerlerin dışında biri olarak tanımlayan mankurtlar var… Aslında her zaman vardı… Tek farkı kendilerini bu kadar rahat ifşa edecek cüret ve imkânları yoktu. Teknolojinin getirdiği özgürlüklerin sağladığı hakları suiistimal etmenin sınırı da yok. Buna dur diyecek ve hakikaten durduracak değerler eğitimi, hukuki, medenî ve kültürel revizyon gereklidir.
Evrensel değerlerin pek çoğuna ilham kaynağı olan Türk milletinin 11. yüzyıldaki münevver evladı Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig'inde nice değerler var. Dijitalleşmenin ve küreselleşmenin getirdiği kimi zararları bertaraf edecek tarihi eserlerimizde ve içimizdeki asalet sahibi şahsiyetlerde var. Farkında olalım ve insan yetiştirme siyasetini birkez daha ele alalım...
Sadece "evet" ya da "hayır" demeyi ancak becerenlere değil, sebep sonuç ilişkisini öz düşüncelerini ve hür iradesiyle ifade edenlere geleceği teslim edelim. Hepsinden önce doğru bir nesil yetiştirecek irade oluşturalım... Olmaz mı?
Tanrı Dağları'dan
Muhittin Gümüş
05.07.2025