Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, öğretmen haklarının korunması ve statülerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Erdal Bay’ın paylaşımıyla gündeme taşınan konu, Türk Dünyası’nda ortak vizyonun eğitim üzerinden şekillenmesi gerektiğini hatırlatıyor. Öğretmeni korumak, aslında geleceği korumaktır.
Prof. Dr. Erdal Bay’ın Paylaşımı ve Eğitim Dünyası
Bu yazının çıkış noktası, Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Erdal Bay’ın yaptığı değerli bir paylaşımdır. Eğitim camiasında sevilen, özgün çalışmalarıyla tanınan, dekanlık görevi de üstlenmiş, Türk Dünyası ve akraba topluluklar üzerine önemli araştırmalara imza atmış bir akademisyen olan Prof. Dr. Bay, aynı zamanda Turan Aydınları Sosyal Medya Grubu’nun da kurucusudur.
Onun bu katkısı yalnızca akademik bir paylaşım değil; Türk Dünyası’nda ortak bir vizyonu besleyen, entelektüel enerjiyi yönlendiren bir çağrıdır. Eğitim konusunun ulusal sınırları aşarak uluslararası, özellikle de Türk coğrafyası perspektifinden ele alınması gerektiğini hatırlatmaktadır.
Cumhurbaşkanı Tokayev’in Öğretmenlere Dair Mesajı
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, öğretmenlerin haklarının korunması ve statülerinin güçlendirilmesine dair yaptığı açıklamada şu tarihi sözleri sarf etmiştir:
“Devletin görevi, öğretmenin toplumdaki haysiyetini ve statüsünü artırmaktır. Öğretmen haklarının korunması meselesi her zaman başlıca hedef olmalıdır. Öğretmenin çocuklarla ilgili herhangi bir cezadan dolayı cezalandırılması uygun değildir. Okul dışında yaşanan bir olayda velinin sorumsuzluğundan öğretmen sorumlu tutulamaz. Öğretmenlerin hakları Öğretmen Statüsü Kanunu çerçevesinde yeniden güçlendirilmelidir.”
Cumhurbaşkanı Tokayev’in bu sözleri, yalnızca Kazakistan’a değil, Türk Dünyası’na ve hatta bütün insanlığa seslenen evrensel bir çağrı niteliğindedir.
Eğitimde Bütüncül Yaklaşımlar ve Entegre Sistemler
Eğitim, yalnızca müfredat ve dersliklerden ibaret değildir. Çocukların sağlığı, güvenliği, refahı, beslenmesi ve ruhsal gelişimi bu zincirin temel halkalarıdır. Tokayev’in Mangistau’daki gıda zehirlenmesi hadisesine işaret ederek okul yemeklerinin kontrol altına alınmasını “doğru karar” olarak nitelemesi, eğitimde bütüncül yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Sürdürülebilir iyileştirmeler ise yalnızca devlet kurumlarının değil, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, sosyal yapılar ve kurumsal aktörlerin ortak katkısıyla mümkün olacaktır. Eğitim alanında bütünleşmiş (entegre) yönetim sistemleri olmadan kalıcı bir gelişim sağlamak mümkün değildir.
Turan Aydınları ve Ortak Entelektüel Vizyon
Burada özellikle Prof. Dr. Bay’ın öncülüğünde gelişen Turan Aydınları Sosyal Medya Grubu’nun önemini vurgulamak gerekir. Bu grup; entelektüellerin, düşünürlerin, akademisyenlerin, kültür-sanat elçilerinin ve eğitimcilerin bir araya geldiği, Türkistan coğrafyasında, Türk Dünyası’nda, akraba topluluklarda, Balkanlar’da ve daha birçok bölgede ortak duygu ve düşüncelerin paylaşılmasına vesile olan bir platformdur.
Turan Aydınları, yalnızca bir sosyal medya oluşumu değil, aynı zamanda ortak bakış açılarının ve entelektüel dayanışmanın bir yansımasıdır. Bu tür yapılar, Türk Dünyası’nda ortak bir vizyonun inşasına, eğitim ve kültür alanında sinerji yaratılmasına ciddi katkılar sağlamaktadır.
Türk Dünyası Perspektifi ve Akraba Topluluklar
Eğitim, Türk Dünyası’nda ortak geleceğin en güçlü harcıdır. Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde yürütülecek ortak müfredat projeleri, öğretmen değişim programları, kültürel iş birlikleri ve bilimsel araştırma ağları bu vizyonu destekleyecek adımlar olmalıdır.
Tokayev’in öğretmen merkezli yaklaşımı, yalnızca Kazakistan’da değil, akraba toplulukların tamamında öğretmenlerin statüsünü yükseltecek bir çağrıdır. Öğretmenlerin korunması, Türk Dünyası’nın ortak kimliğini ve geleceğini de korumaktır.
Sonuç: Öğretmenin Hakkını Korumak Geleceğe Sahip Çıkmaktır
Prof. Dr. Erdal Bay’ın paylaşımıyla gündeme gelen bu tartışma, bizlere eğitimi ulusal sınırların ötesinde, evrensel bir değer olarak görme sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.
Unutmayalım ki, öğretmenin hakkını korumak, yalnızca bir meslek grubunu değil, toplumun ve Türk Dünyası’nın geleceğini korumaktır.
Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Milli Ses – Köşe Yazarı
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
opoyrazoglu@gazi.edu.tr