Yakın bir zamana kadar "gerçekte İstiklal Savaşı'nın hiç olmadığını" iddia ediyorlardı. Baktılar ki bu iddia tutmadı.Bu defa "Atatürk 'ün müslümanları kandırdığını,İstiklal Savaşı'nı -hilafeti korumak vaadiyle- başlattığını,ama sonradan hilafeti kaldırdığını" öne sürerek Şeyh Sait gibi Kürtçü, aşağılık hainlerin isyanına haklılık ve masumluk konduran tez ve iddialarda bulunmaya başladılar.
Bir kere İstiklal Savaşı halifeyi korumak için falan değil, vatanı kurtarmak için yapılmıştır. "Haddı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır. O satıh bütün vatandır" sözü İstiklal Savaşımızın billurlaşmış gerekçesi, milli parolasıdır.
Herkes hainliğine ve hain muhipliğine bir kılıf arıyor. O kadar.
***
Şimdi bir "Osmanlıcılık" merakı sardı etrafı.
Coğrafi, yapısal ve anlam olarak BÜYÜK, ÇOK BÜYÜK DEVLET olmayı arzu etmek başka şey. Osmanlı gibi bir imparatorluk olmak daha başka şey. Biz MİLLİ DEVLET vasfımızla da büyüyebiliriz. Imparatorluk çok ulusluluk demektir.
Osmanlı İmparatorluğu bu özelliğiyle ancak altı yüzyıl dayanabilmiştır. Son yüz yılını da yaşamış sayarsak tabi. Bu altı asrın ilk yarısını da milli devlet vasfı ve cehdiyle idrak etmiş; bence ilk millilik devrinin sağladığı mirası yiyerek kalan ömrünü tamamlamıştır.
Onun için "yeni bir Osmanlı olma" arzusunu yüreklere yerleştiren şey sınır ötemizden pompalanmaktadır. Türk insanını zihin olarak federatif oluşumlara hazır hale getirme amaçlıdır bu yeni akım.Çünkü son zamanlarda "Osmanlı'da da Kürdistan vardı, şimdi olmasında ne mahzuru var?" ifade ve kabulleri yaygınlaşmaya başladı. Çok dikkat edilmesi gerekir. Eğer üç kıtaya yayılmış ve bu gün elimizden çıkmış mükteseplerimize sahip çıkma adına bir Osmanlı özlemi duyuluyor ise bu yanlıştır. O mükteseplere sahip çıkmanın yolu TURANCILIKTAN ve o amaçla tesis edilmiş bir eğitim vetiresinden geçer.
***
Hilafet konusunu ayrı bir bahiste ele alırız, çünkü yazı uzayacak. Şu kadarını söyleyelim. Hilafeti kaldırmakla genç Cumhuriyetimiz kendisini korumaya almıştır. O kadar...
10 Mayıs 2025
Halil Kaya