Yazıma; düşünür yazar Bukowski'nin şu sözleri ile başlamak istiyorum: "İnsan; geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir." Evet yazar gerçek anlamda ifade etmiş. Bizde derdimizi, sıkıntımızı dile getiriyoruz. Bu da en tabi hakkımız diye düşünüyorum...
MHP hiç kimsenin babasının malı değildir.. MHP'nin varoluşundan bugüne kadar bu kutsal davanın ve bu kervanın içindeyiz ve hizmet etmeye devam ediyoruz. Bizden, gerçek manada bu davaya şerefleri ile, hasiyetleri ile hizmet eden ülkücülerden her kim rahatsız oluyorsa kusura kalmasınlar... Bizlerde siz ve sizin gibilerden rahatsızız bunuda böyle bilin...
Biz Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'yi çok iyi tanıyoruz.. İyi tanıdığımız için kendisinin yanında Aslanlar gibi dik durduk hiç kimseye eyvallah etmedik. Menfaatlerimiz için ne partimizi sattık, ne davamızı sattık, nede Liderimizi sattık... Allah bizleri satanların akibetine düşürmesin.
Hz. Ömer diyor ki: Adalet olmadıkça “Yönetimin”, Edep olmadıkça “Asaletin”, Cömertlik olmadıkça “Zenginliğin”, Güven olmadıkça “Sevincin”, Kanaat olmadıkça “Fakirliğin”, Alçakgönüllülük olmadıkça “Yükselmenin” bir anlamı olmaz...
Menfaat için herkese teslim olanlar! Herkesin önünde eğilenler, yalandan iyi görsenenler, herkese mavi boncuk dağıtanlar, tavşana kaç tazıya tut diyenler ve hamur gibi kalıptan kalıba girenler nefislerine teslim olmuşlar ve Partimize de, davamıza da, Liderimize de faydadan çok zarar vermişlerdir. MHP ve Davamız bu tiplerden derhal temizlenmelidir.
Bu tiplerin; bu sürecin zaman zaman kötüye kullanıldığını ve bazı art niyetlerin mesafe almasına yaradığını söylemek haksızlık olmayacaktır. Çünkü, bu art niyetlileri partimizin her kademesinde görüyoruz ve Partimizi iyi temsil etmedikleri gibi partimizi kendi çıkarları için kullanıyorlar! Bu kalitesiz, çıkarcı, işbirlikçi, ben duygusuyla hareket eden ne kadar çapsız ve bilgisiz varsa "İlçelerden ve İllerden" temizlenmelidir...
Sayın İzzet Yaman'nın şu sözleri ile yazımıza devam edelim, diyor ki: “Göğsümüze kurşun sıkacak cesareti olmayanların umutlarımıza saldırdığı bu günler, elbette geçecektir; işte o gün, bugünden daha aydınlık ve daha kararlı olacaktır.” İnşallah...
1987 Yılında yapılan seçimlerde yüzde 2,8 aldığımız günlerde de ülkücülüğümüzden ödün vermedik... Bugün de vermeyeceğiz... O gün de lidere teşkilata bağlıydık... Bugün de... Ama yeni yetmeler bu davaya zarar vermeye olan hızıyla devam ediyorlar! Bu çapsızlara bir dur demek ve gereğini yapmak lazım...
Ülkücüyüm diyorsun ne teşkilat ne lider biliyorsun çünkü ahlakın yok! Olsun sosyal medyada efesin ve en kral ülkücüsün ya o sana yeterde artar bile öyle mi?... Sosyal medyadan önce ocakda yetişen ülkücüler vardı şimdi sosyal medyada yetişmiş cevher ülkücüler var. İşte bu kişileri Türkiye genelinde teşkilatlarımızdan temizlenmeli ki, Teşkilatlarımız rahat bir nefes alsın.
"Bir kahvenin tadını, bir insan sesi değiştirebilir. Berbat bir günü, bir insan yüzü güzelleştirebilir. Acı bir haberi, bir insan sözü hafifletebilir. Mutlu bir ânı, bir insan daha mutlu yapabilir. İnsan insana lazımdır. Ama insan insana..."
Onun için diyoruz ki: Hiç kimse MHP'yi kendi menfaatleri için kullanamaz. Kulananlara fırsat verilmemeli, Genel Merkezimiz acilen el atmalı ve bu mikropları teşkilatlarımızdan temizlemelidir. Aksi halde bu mikroplar olan hızıyla mikrop saçmaya devam ederler... O zaman teşkilatlarımız toplum nezdinde büyük yara alır...
Zakir Tercan