Hava sımsıcak... Buz gibi su içmekle harareti dindirmek imkânsız... Suyu taşıma ve her ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda bulundurma imkânına iyi ki sahibiz. Su şişeden nûş edildiği anda ferahlık verir ama en iyi çare kendini iyi bir salkım söğüt gölgesine atmaktır.
Gürgen ormanlarında, kayalıklar arasındaki ardıçlıkların kuzey yamaçlarında, değirmenin suyunun aktığı tarafta, bir şelale yamacında, göl kenarında, buz gibi akan pınarın başında serinlemek güzeldir... Yaylaya, obaya çıkmak zahmetli olmazsa derhal çıkın... Olmadı benim gibi çıkın Tanrı Dağları'nın herhangi bir yaylasına...
Neyse biz havadan sudan bahsederken lüzumsuz birşey demiş gibi görünürüz. Hava yani oksijen varken değeri bilinmez, yokluğu derhal hissedilir. Ya su?... Suya gelince çok konuşulur çok... Suya sabuna dokunmak iyidir...

İnsanlar, yerleşim yeri seçerken yeterli ölçüde su olmasına, hayatı sürekli ve istikrarlı bir hâlde devam ettirmeye uygun arazi ve o arazinin de her türlü saldırıya karşı kendilerini muhafaza edilebilir konumda coğrafi yapıya sahip olmasına dikkat ederlermiş. Bir yerde su yoksa diğer niteliklerin hükmü yokmuş... Susuz hayat olmaz da ondandır elbet..
Türk edebiyatında su üzerine nice şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiştir...
Fuzuli'nin Su Kasidesi ve daha birçok eserde su anlatılır. Suya düşüp ölen gelin veya selin götürdüğü sevgili üzerine ağıtlar saymakla bitmez...
Bir tas su verene "Su gibi aziz ol!" der o sudan bir miktar içen her Türk kişi...
Tarlada çapa yapanlar, ekin biçenler, harman süren büyükler "Hadi bakalım, şu pınardan hem de pınarın en soğuk yerinden bir ibrik su getir de içimiz ferahlasın." dediklerinde pek hayırlı bir iş yapmamız için bize fırsat verilmesinden mutluluk duyardık. Karşılığında "Su gibi aziz ol!" dendiğinde cevap olarak ne demek gerektiğini de bilmezdik.
Su üstüne yazı yazsan kalır mı? Her canlı suyla hayat bulur. Su berekettir... Suyla gelen temizlik... Suyla oluşan enerji, güç, kudret... Nereden geliyor bu değirmenin suyu? dendiğinde, helalinden değirmen de değirmenin suyu da bizimdir olmalı cevabımız. Değirmenin maksadı buğdayı ezmek değil, hamuru fırına, ekmeği sofraya koyabilmek içindir. Suyla gelen nimet....
Türkçemiz "su" ile oluşan söz varlığı (deyim, atasözü, birleşik kelime vb) ögeleri bakımından çok zengindir.
Su gibi bilmek, su gibi terlemek, su götürür yeri olmamak, sular seller gibi sulu dereye götürüp susuz getirmek, duyunca gitmek ....daha niceleri var.
Güncel Türkçe Sözlük'te su ile başlayan 56 kelime var. İçinde su kelimesi geçen 31 atasözü, içinde su kavramının yer aldığı toplam 76 deyim var. Hepsi bu satırlara sığmaz. Yalnızca insanlığın değil, bütün canlıların varlığıyla ve yaşamasıyla doğrudan ilgili olan anasır-ı erbaa yani dört
temel unsur adını verdiğimiz “su, hava, toprak, ateş” arasında su kavramının Türkçeye yansıtılışı ve ifade
ettiği anlamlarının sözvarlığındaki kullanım biçimleri yeteri kadar incelenmemiştir.Bizim çalışmamızda “Su” kavramıyla ilişkili sözvarlığının Türkçenin anlatım gücüne katkısı ifade edilmiş, anlambilim açısından
değerlendirilmiştir. İlgi duyanlar şu linkten okuyabilir. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3786797#page=2.13
Suyla oluşan bereket daim olsun inşallah…
Tanrı Dağları'ndan
Muhittin Gümüş
28.06.2025