Krallar, hükümdarlar, cumhurbaşkanları, başbakanlar, siyasetçiler, devlet adamları, kamu görevlileri, dini liderler ve daha niceleri dünyanın çeşitli coğrafyalarında ilk çağlardan bu yana suikastla can vermişlerdir. Kimi iktidar mücadelesine, kimi açık ve örtülü savaşlara, kimileri de ülkeleri dizayn etme planlarına kurban gitmişlerdir.
Bu suikastlar bazen en güvenilen isim, bazen bir dost, bazen bir tetikçi, bazen de taşeron bir örgüt tarafından gerçekleştirilmiştir. Suikast aracı yelpazesi de oldukça geniştir. Bu yelpazede zehirler, kesici delici aletler, ateşli silahlar bombalar vb. yer almaktadır. Suikast için hangi aparat uygunsa her zaman o tercih edilmiştir.
Son birkaç yılda dünyanın da şahitlik ettiği gibi bir suikastlar zincirini görmekteyiz. Bu suikastların tetikçisi İsrail, maktulleri ise Hamas'ın ve Hizbullah'ın liderleri ile İran'ın askeri ve siyasi liderleri oldu. İsrail sistematik suikastlarını Filistin, Lübnan, Suriye ve İran gibi farklı topraklarda farklı yöntemlere başvurarak gerçekleştirdi.
Çoğunlukla bombalara sığınan İsrail, elektronik cihazları uzaktan patlatarak ve hava taşıtlarını düşürerek de bu kanlı eylemlerini hayata soktu. Hangi hedefi nasıl ortadan kaldırılabilirse o yolu izledi Siyonist akıl.
Ortadoğu'da suikasta uğramasının ülkemiz açısından olumsuz etkileri olabilecek en önemli isim bana göre Suriye devlet başkanıdır. Suriye'nin tekrardan kaos ve kargaşaya sürüklenmesi, Suriye'nin dağılması ve İsrail'in istediği biçimde yeniden şekillenmesi ve "Terörsüz Türkiye" hedefimizin sekteye uğraması için İsrail böyle bir hamle yapabilir.
Filistinlileri katleden, Hizbullah'ı dağıtan, İran'ı sindiren İsrail için yeni hedef Suriye'dir. Bundan sonra enerjisini bu toprakları dizayn etmeye harcayacaktır. Yerel kullanışlı aparatlardan olan Dürziler'i, Nusayriler'i ve SDG'yi bu amaç uğruna sonuna kadar kullanmak isteyecektir.
Suriye sahası uzun yıllardır küresel güçlerin ve bölge ülkelerinin stratejik bir oyun alanıdır ve bu özelliğini de uzun yıllar koruyacaktır. Esad'ı devirerek bu oyunun ilk devresini galip kapatan bizdik ama bu maçın bittiği anlamına gelmemektedir. Bilmeliyiz ki maçın ikinci devresinde dünden daha çetin mücadeleler bizi beklemektedir.
Maç boyunca goller yiyebiliriz, maçın bir bölümünde belki geriye de düşebiliriz ama eminim ki son düdük çaldığında maçın galibi tıpkı ilk yarıda olduğu gibi yine biz olacağız.
