Türkçe bizim millî kimliğimizdir;
parmak izimizdir, göz bebeğimizdir, beynimizin merkezidir...
Onunla düşünür, onunla konuşur, onunla yazar, onunla yaşarız…
"Türk'çe" düşünmek, Türk'çe yazmak, Türk'çe bir şeyler söylemek dile tat, ağza lezzet, zihne bereket, gönüllere huzur verir...
Atamız Bilge Kağan'ın, Kaşgarlı Mahmut'un, Yusuf Has Hacip'in, Hazreti Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi'nin yolunda Yunus Emre'nin dilidir benim dilim. Alişir Nevai'den,
Şair Necati'den, Gaspıralı, Ömer Seyfettin'den, Ziya Gökalp'a kadar, Erzurumlu Emrah'tan Karacaoğlan'dan, Pir Sultan'dan, Âşık Veysel'e kadar... Mehmet Akif'ten, Mehmet Emin Yurdakul'dan, Yahya Kemal Beyatlı'dan, Faruk Nafiz'den, Peyami Safa'dan, Nihal Atsız'dan, Cemil Meriç'ten, Nihat Sami Banarlı,dan, Niyazi Yıldırım Genç Osmanoğlu'dan, Dündar Taşer'de , Galip Demirel'den, Dilaver Cebeci'ye, Arif Nihat Asya'dan, Mümtaz Turhan 'dan, Erol Güngör'den nice Türk fikir adamının kadar tatlı bir Türkçe hissederiz kalbimizde...
Asya'nın ortasında Mahdumkulu'ndan, Abay'dan, Erkin Vahidov'dan, Cengiz Aytmatov'dan Salican Cigitov'a kadar söz ustalarının dilidir bizim dilimiz...
Kafkaslarda Samet Vurgun'la Bahtiyar Vahapzâde'yle, Karaçay Rasul Gamzat'la, Kırım'da Gaspıralı ve C. Dağcı'yla, Balkanlarda İskender Muzbeg'le Kerkük'te Ahmet Tuzlu'nun türküsünde, velhasıl gönül coğrafyamızda tertemiz bir dil yaşar...
Benim dilim anamın ak sütü gibi taze ve değerlidir...
Türk Dili Bayramı kutlu olsun.
Tanrı Dağları'ndan selamlar
Muhittin Gümüş
13.05.2025