Mehmet Ayhan GÜNAYDIN


Ümit, Musavat ve gerçekler...

Kişinin sözlerini milliyetçi söylemlerle süslemesinin aklı yerinde olanlar için bir karşılığı yoktur. Eylemine bakar öyle anlamlandırır.


Bir vakitler;
Batının kuklası terör örgütünün dayatması ve dipçik görtermesinin etkisiyle 
Kendini milletinden ayrı gören kardeşlerimizi bir arada tutmak için
Anadolu’yu “Bir Çiçek Bahçesi” olarak tanımlayıp onlara ufuk açan
Ve
“Bin yılda karıldı ülkemin harcı, ayrıştırmak kimin harcı?” olarak slogan üretip kamuoyuna mal eden
MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli beyefendiye karşı yangına körükle giden Ümit Özdağ isimli bir adam bayrak açmış;
Ve 
Rahmetli Başbuğumuzun yine ayrışmanın önüne set çekmek için Orhan Doğan başta olmak üzere dönemin önde gelen siyasi aktörlerinin ortaya attığı teze karşı birliğimizi ifade etmek için söylediği “Ne mozayiği ulan!” lafını ekranlarda ve o zaman ki gazete köşesinde ısrarla işleyerek “yangına körükle gitmiş” ısrarından vazgeçmeyince de MHP lideri sayın Devlet Bahçeli beyefendiden kendisine hitaben “-Dua et ki gül bahçesidir demedim. Gül Bahçesi deseydim ben bu bahçede kendime yer bulurdum da sen nasıl bulacaktın?” diye cevap almış ve susmak zorunda kalmıştı.
Profesör sıfatlı bu adam çağımızda fitne üretmek üzere kurgulanmış gazetedeki köşesinde Türk Milliyetçilerini ve özellikle de Ülkücüleri manupüle etmek için “Küreselleşmenin dünyanın hakim gücü olduğunu görmeli, kabullenmeli ve fikri açılımımızı buna göre yeniden şekillendirmeliyiz(!)” minvalinde akıl sağlığı sınırlarını zorlayan yazılar kaleme alıyor, kendisine açılan ekranlar, sunulan İmkânlarla nesillere zehir enjekte ediyor, fonlayanın fonunu helal(!) ettirmek için ter döküyordu.
O zamanlar Ortadoğu gazetesindeki köşemizden kendisine hitaben bir yazı kaleme almış, fitne ve zehir saçan fikirlerine reddiye yazmış ve “mindere müsabaka için çıkan pehlivan, rakibinin önüne gelip sırt üstü yatarak tuşu kabullenecekse müsabakaya çıkmanın ne anlamı var?” diye sorarak diplomasını hangi bakkaldan aldığını sormuş ama cevabını alamamıştık.
Babası 69 kongresinde Başbuğumuzun MHP’nin yolunu “Türk-İslam Ülküsü” hedefini rıza-i İlahiye ulaşmak için İlay-ı Kelimetullah uğrunda Nizam-ı Alem için Kızılelmaya ulaşmak olarak koymasından sonra rahmetli babası ne için ayrıldı ise kendisi de bugün bu hedeflere karşı durmak için karşı cephededir. 
Kişinin sözlerini milliyetçi söylemlerle süslemesinin aklı yerinde olanlar için bir karşılığı yoktur. Eylemine bakar öyle anlamlandırır.
Küreselcinin, Natocunun, Batıcının, ipi başkalarının elinde olduğu aşikar mikserlik görevi verilmiş kukla bir operasyon adamının Türk Devletinin ve milletinin “HÜR” geleceğine çomak sokmak için üstün gayretine ancak sahipleri alkış tutar.
Özü Türk Müslüman olan bedduayla zatını anar...

***

Bir de Musavvat Dervişoğlu’na diyecek bir sözümüz var.
Yavuz hırsız kendini methederken sirkatin söylermiş.
Beyefendi; bayramlaşma da yaptığı konuşmada “MHP’ye verilecek oylar AKP’ye gidecek" diye müthiş bir fikir beyan etmiş.
MHP’ye verilen oylar milletvekilliğinde kapı gibi MHP’ye
Cumhurbaşkanlığında MHP Lideri Devlet Bahçeli beyefendi tarafından adayımız olarak işaret edilen halihazırdaki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye gidecek.
Musavvat Bey alemi keriz kendinizi çok akılı çok mahir sanıyorsunuz ben derim saf yer yutar diye düşünüyorsunuz da;
Ya size verilen oylar kime gidecek?
Cumhurbaşkanı adayınızı belirleyebildiniz mi ya da ajansınız ismini size söyledi mi?
Tunç Soyer mi?
Ekrem İmamınoğlu mu?
Kemal Kılıçdarınoğlu mu
Yoksa Marsur Pekyavaş mı?
Hanımefendiyi demiyorum çün kü o “Ben Başbakan olacağım” da takılmış bozulmuş plak gibi...

Tükürün

Kurtçukken sıçrayıp bir çakal olan
Tükürün yüzüne riyakar itin
Eteğin ardından hırsla havlayan
Tükürün balgamla yüzüne itin
Boyundan büyükçe havlayan köpek
Haliyle Kurtlardan yiyecek kötek
Öpecek salyayla hem el hem etek
Öptükçe yüzüne bakıp tükürün
Burdayken lidere evliya diyen
Kalp gözü açıktır aman ha diyen
Sufiyken yalayan ihlasla öpen
Mürted olup söven ite tükürün
İpliği çıkartıp mezat pazara
Öfkeyle satmayan diyen yazara 
Satmayıp malıyla giren mezara
Marifetli tüccar ite tükürün
Çok gördük yıllarca böyle itleri
Efe diye gezen yavşak bitleri
Ülkücüye çamur saçan tipleri
Musallat olan ite tükürün...

*** 

Muhalif Anket

Ne de çoklar arkadaş, bir türlü tükenmiyor
Türk’e kinli kim varsa, Ülkücünün düşmanı
Ne etseler milletçe, yutulmuyor yenmiyor
Gevremiyor bir türlü, bu milletin imanı
Bel bağlarlar yıllardır lafta çoklu ankete 
Oylar açıklanınca, saç yolarlar son kerte 
Çökemezler bir türlü hükümete Başkente
Güç birliği etse de, hımbıl zayıf şişmanı
Ne zaman ki milletin, evlatları silkinse
Kimliğine hizmetkâr, liderine meyletse
Oyları yüzdelerin çok üstünde seyretse
Anket diye seçmenin, hep çelerler aklını
Baraj altı diyorlar, seçimler öncesinde
Barajları yıkarak, O gelir her seferinde
Milliyetçi Hareket, nefesinde sesinde
Feda etmiş millete, Ülkücüler canını
Milletiyle yekvücut Milliyetçi Hareket
Hareketin düşmanı, sürüsüne bereket
Allah dostu olana, yakışır mı nedamet
Hak yolunda olanı, yenemez ki düşmanı!
Önce bir bu milletin, kimliğinde netleşin 
Haymatlos değilseniz, Türk diyerek setleşin 
Hadi buyrun bu şekil, kemikleşin etleşin
Milletin de şaşmasın, size olan gümanı
Bu şekil siyasetle, daha çok kanarsınız
Her seçim sonucunda avucu yalarsınız
İktidarın ardından bakar da yanarsınız
Görürsünüz sonra bak ebenizin damını...

***

Bir Garip Çağ

Ortaya diyeyim karar sizlerin
Haine oyuncak, ilkesizlerin
Küffarın elinde ülkesizlerin
Adamlık sattığı çağda yaşadık
Nonoşun godoşun kıymet bulduğu
Botokslu homonun baba olduğu
Düşmanla hainin kinle dolduğu
Bir garip devirde çağda yaşadık
Vekilin tekilin, salvo yaptığı
İlah diye tutup, güce taptığı 
Millete düşmanın parsa kaptığı
Banknota kölemen çağda yaşadık
Millici poz atan milliyetsizin
Sosyalist şekilli, kapitalistin
Şo muhafazakâr, liberalistin
Doğruluk sattığı çağda yaşadık
Okyanus ardından yaşlı kocadan 
Vatikan baronu, sahte hocadan
SİAEY güdümlü Pensilvanyadan
Türk’e yol çizilen, çağda yaşadık
Küresel Oligark, gücün kölesi
Baydın başa geçti, hemen ertesi
Emir verdi Türk’ün, kesilsin sesi
Kumpası zirvede çağda yaşadık
Baydın ne diyorsa baş tacı yapan
Lafını düşmeden, havada kapan
Muhalefet diye doğrudan sapan
Türk’e set çekilen, çağda yaşadık
Beşi bir birine şekli benzemez
İkisi sonradan, ekli benzemez
Güdümlü muhalif yedi benzemez
Siyasi ortaklı, çağda yaşadık
Bize bizden diye kendini satan
Gâvurun taşını bizlere atan
Bir densiz adamla, İblisle yatan
Haini bol olan çağda yaşadık...
Türkoğlu ne zaman özüne dönse
Yürekte küllenmiş, közüne dönse
Hakk’lı davasında, sözüne dönse
Âleme dert olan çağda yaşadık...

(Rahmetli Abdurrahim Karakoç üstadın "Çarpık Çağ" şiirinden esinlenerek yazılmıştır.)

YAZARLAR