Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ

Tarih: 06.07.2025 13:43

Yahşi

Facebook Twitter Linked-in

Ülkemiz ve dünya gündemi o kadar hızlı değişiyor ki takip etmekte hepimiz zorlanıyoruz. Barış dönemlerinde gündem yavaş ilerler ama savaş dönemlerinde öyle değildir. Bir olayı henüz tam anlamıyla irdeleyemeden bir başka olayla baş başa kalırsınız.

Son günlerde yaşanan Azerbaycan- Rusya gerilimi dikkatlerimizi o yöne çevirmemize neden oldu. Mevzubahis Azerbaycan olunca tabii ki daha da özenle yaklaştık meseleye. Soydaşlarımız yükselen siyasi tansiyonun bir parçası olunca konuya olan hassasiyetimiz doğal olarak arttı.

İki ülke arasındaki karşılıklı hamleler içeren süreci kiminiz belki endişeyle takip etti ama ben açıkçası bu siyasi gerilimden mutluluk duydum. Türk Cumhuriyetleri üzerinde SSCB döneminden kalma Rus etkisinin kırılmasına hizmet edecek bir süreç olarak gördüm meseleyi.

90'lı yıllarda bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetlerinin otuz yıl gibi bir sürede Rus tesirini tam manasıyla kırmaları elbette ki mümkün değil. Ama her geçen gün Rusya'nın tahakkümünden kurtulduklarını da görmek lazım. Son olayı da bence böyle okumak gerekiyor.

Ülkemizin son yıllarda Türk Dünyasına yaptığı liderliğinin, iyi bir rol model olmamızın, bölgemizdeki ve dünyadaki etki alanlarımızı genişletmemizin, Karabağ zaferine olan katkımızın, savunma sanayisi alanında ileri doğru bariz sıçrayışımızın, Türk Devletleri Teşkilatı aracılığıyla Türk devletleri ile kurduğumuz güçlü ilişkinin bir yansıması olarak Türk devletleri ile Rusya arasındaki mesafe her geçen gün daha da açılacak ve aşama aşama Rus hegemonyası bu coğrafyalarda bütünüyle son bulacaktır.

Bildiğiniz gibi Sovyet Rusya dağılsa da bir zamanlar hükmettiği topraklara sırtını asla dönmemiştir. O topraklar üzerindeki yönetimsel nüfuzunu hep sürdürmek istemiştir. Bunun için de her yola başvurmuştur. Son yıllardaki Ukrayna olayları bunu bir kez daha göstermiştir.

Rus devlet kafasının zaman zaman Kazakistan'da, Özbekistan'da, Azerbaycan'da ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde hegemonik hamleler yaptığını görüyoruz. Ama bunlar nafile çabalardır. Çünkü Türk Dünyası için ok yaydan çoktan çıkmıştır.

Rusya ile kardeş ülkelerimiz arasında askeri bir çatışmaya dönüşmeyen her siyasi gerilim yahşi bir gelişmedir. Rus tahakkümünün kırıldığı bu politik çatışmalar kardeşliğimizi daha da pekiştirir, Türk topluluklarını birbirine daha da yakınlaştırır ve Turan'a giden adımları hızlandırır.

Azerbaycan topraklarında kalemiyle, kelamıyla istiklal mücadelesi veren ve şehadetiyle bayraklaşan Emin Abid Gültekin'in de dediği gibi;
“Heybetli asırlar aşan Türk’üm ben,
Yatakta ölene şaşan Türk’üm ben,
Dünya’ya sığmayıp taşan Türk’üm ben,
Gittikçe büyüyen Turan’ımdan kork!” 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —