Selçuk DÜZGÜN / DÜZGÜN'CE


Yumruğa diyeceğim o ki!

Sonuç olarak; görünen emareler ışığında o yumruk atan şahıslara adalet gereken cezayı elbet verecektir ama aynı adaletin şu sosyal medya üzerinden yaratılan toplumsal infiale de bir tedbir alması gerekir.


İki çocuklu bir baba Marmaray'a biniyor…

Binerken kapı önünde duran bir bayanı yolu açması konusunda uyarıyor…

Hanımefendi durumun farkına varıyor ve özür dileyerek hatasını telafi ediyor…

Fakat baba ısrarla hanımı toplum içinde rencide edecek derecede olayı tekrarlamaya devam ediyor…

Bu duruma daha fazla dayanamayan o hanım üzüntüden ağlamaya başlıyor.…

Etraftan olayı gören bir kaç kişi o babayı uyararak "yeter artık, daha fazla üzerine gitme" diyorlar…

Sonuçtan iş şiddete kadar gidiyor..

Fakat bu durumun sadece şiddet bölümü sosyal medyaya düşüyor…

Ve kıyamet kopuyor "mağdur baba" medyaya oturuyor…

İşin neresinden bakarsanız bakın ilk yumruğu atan suçludur.

Hele hele bu yumruk iki çocuğunun önünde bir babaya atılırsa hiç bir sebep onları haklı çıkarmaz ve işte kıyamet burada kopuyor.

Biz de kıyametin koptuğu yerden olayı ele alıyor ve bir tarafı melek diğer tarafı şeytan ilan ediyoruz.

İyi de o yumruğu atan hayatında ilk kez gördüğü birine durup dururken niye vursun?

Mevzu böyle olsa yumruğu atan akıl hastanesine sevk edilir.

Yani diyeceğim o ki, sebep olmadan yaprak kıpırdamazken bu gördüklerimize de tek pencereden bakmak normal bir sonuca bizi ulaştırmaz.

Burada en büyük sorumluluk bu durumu medyaya veren görüntüleri çekende ki, o da açıklamayı baştan sona yapmış.

Hem de saldırgan taraftan yana vicdan azabı çekerek yapmış.

İyi de iş işten geçti, kimse artık olayın detaylarını merak etmiyor, sonucuna göre hareket ediyor…

Görüntüleri çekende bir gazeteciymiş…

Bu nasıl gazetecilik, vicdan muhasebesi yapacağın bir görüntüyü reyting yapma uğruna niye yayınlarsın?

Ortada bir suç gördün ve bu suçu çektiysen görevin önce emniyete durumu bildirmektir.

Sonra suçlular ne caza aldı diye takip etmektir.

Baktın adalet yerini bulmamış sonra ver medyaya..

Neyse bu işin bütün insanları düşünme ahlakı, konuyu en iyi gazeteci ile her platformda tartışırım

Yani diyeceğim  o ki, baba durup dururken o sonucu yaşamamış.

O sonucu yaşatanlar haklı mı? 

Asla ama haksız birini mağdur yaptıkları da ortada.

Tekrar ediyorum hiç bir sonuç değil çocuklarının yanında bir babaya saldırmayı, asla bir çocuğun yanında şiddet uygulamayı haklı göstermez. Ama sosyal medyaya önü, arkası belli olmayan bir görüntü ile düşen olaylardan dolayı da hiç kimse kendini hukuğun önüne koyup ahkam kesemez.

O olaya maruz kalan ve suçu yumruk atarak netleşen insanları linç etmek bizim görevimiz değil.

Onlarında bir aileleri, sosyal çevreleri var.

Sonuç olarak; görünen emareler ışığında o yumruk atan şahıslara adalet gereken cezayı elbet verecektir ama aynı adaletin şu sosyal medya üzerinden yaratılan toplumsal infiale de bir tedbir alması gerekir.

Yoksa adaletin kesmediği parmağı sokak jargonu  keserek gündem yaratır.

Dediklerimi yabana atmayın.

Herkesin cep telefonları ile haberci olduğu bir dünyada habere nasıl düşerseniz öyle kalırsınız.…

Sosyal medyanın çoğunu haber başlığı okuyarak göndeme getiren bir düzende de hiç bir tekzip yazısı sizi temize çıkaramaz.

Bu arada hergün kullandığım için söyleyeyim, marmaray ekonomik durumu kötü olanların kullandığı bir ulaşım vasıtası değil, İstanbul'un trafik çilesine en kestirme sonuç olduğu için kullanılır.

Selçuk Düzgün

YAZARLAR