Bir milletin kendi büyüklerine saygı göstermesi de millet olmanın büyük vasıflarından biridir.
Büyükler, sadece tarih dersi kitaplarında dile getirilmekle, anıt ve heykelleri dikilmekle, anma günleri yapılmak suretiyle anılacak ve korunacak değildir.
Bunların yanında tarihe mal olmuş büyüklerimizin her türlü saldırıdan ve sataşmadan da korumak lazımdır.
Onlara yapılan her türlü çirkin ithamı kendimize yapılmış sayacak derecede konuya sahiplenmeyi kendimize bir vatan görevi de kabul etmeliyiz.
Zira milleti millet yapan erdemlerden biri de devlet büyüklerine vefakârlıklarlık duygusu dur.
Hele hele bu devlet büyüğü istiklal ve milletin istikbali ile özdeşleşmiş bir abide-i şahsiyeti ise o artık bir bayrak adamdır.
Bayraklaşmış bir devlet adamı ise göklerden aşağıya indirilmemmelidir.
İşte KKTC'nin kurucu lideri R. Raif Denktaş da sadece Kıbrıs Türklüğü için değil, bütün Türk milleti için bir bayrak adamdır.
Ona karşı yapılan saygısızlık damarında Türklük kanı taşıyan her bir ferdin derdi olur.
Bu bayrak insana saygı duymak aynı zamanda bir insanlık vasfıdır.
Hayvan veya hayvanlaşmış insanda bu vasıf bulunmaz.
İşte adını bile zikrertmekten imtina edeceğim sözde bir yazar rahmetli Denktaş hakkında insanlık dışı bir kitap yazmış.
Buna karşı en sert tepkiyi hem devletin hemde milletin hukuk çerçevesinde vermesi net ve şarttır.
Ama o müptezel bilmeli ki, bu millet kendisine namus gibi kabullendiği devlet adamlarını namusu gibi korur.
Türk milleti namusunu korurkende başına geleceklerin hesabını yapmaz.
Bu açıdan o müptezelin bu işin hangi boyuta varacağını bin kez daha düşünmesini tavsiye eder, tekzip kitabını bir an önce çıkarmasını öneririm.
Bu arada çok özür dileyerek bir hatamı telefi etmek isterim, bu tip onun bunun çocuklarına "hayvan" dediğim için bütün hayvan canlılarından özür dilerim.
Denktaş ailesi şunu iyi bilmeli, onların ailesi o kadar büyük ki, o büyüklüğü kimse zedeleyrmez.
Altaylar'dan Tuna'ya uzanan bir aile bu.
Sadece kan bağı değil, bir can bağı, mefkure bağı ile bağlı bir aile bu.
Selçuk Düzgün