Mahallede ilke ve özgün tavır kaybolmak üzere. Hayatımıza sadece parti pragmatizmi yön verir hale gelmiş. Ama sloganlarla karışık bağırıyoruz, "ülkücüyüz" diye.
Bizim öğrendiğimiz ülkücülük böyle bir şey değil. Ülkücülük; ilkedir, idealdir, vakardır, dümdüz bir çizgidir.
On gün önce Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olan CHP'li kimlik hakkında ne düşündüğümüz sorulsa olmadık şeyler söyleyeceğimiz bir gerçek iken; bu gün CHP'den istifa edince azize mertebesine yükseltiyoruz onu. Halbuki on gün önce bu hanımefendi kim idiyse bu gün de aynı kişidir.
Hele hele AKP'ye geçmesi (bazı her şeyi bildiğini zanneden yarım akıllılar da MHP'ye geçmesini istiyorlar) gündeme gelince hanımefendi özel bir kıymete bindi.
***
Tansu Çiller'i yolsuzluk ve hırsızlık iddiasıyla yok etmeye niyetlenmiş Erbakan Hoca, bir gün sonra kendileriyle koalisyon kararı alınca "o artık sütten çıkmış ak kaşık oldu" yakıştırmasını yapmış, bu sözü de gündelik literatüre kazandırmıştı. Bu gün aynı şeyleri izliyoruz.
Ecevit, AP'den on bir milletvekili transfer ettiğinde onları "onbir kumar borcu olmayan, namuslu kişiler" olarak takdim etmişti. Halbuki on gün önce onlara neler neler yakıştırıyordu...
***
Anılan belediye başkanı çeyrek asırdır CHP'de kesintisiz olarak PM üyeliği, devamında ise belediye başkanı olarak görev yapmış, CHP ile yoğrulmuş bir kimliktir. İstifasının prensipler ve politik güzergahıyla ilgili olması hiç mümkün değildir. Hele hele AKP ya da MHP ile zihin dünyasının örtüşmesi akla sığacak bir husus değildir. Eğer böyle bir transfer olacaksa bir koruma kalkanı arayışını çağrıştıran bir durum ortaya çıkacaktır.
Ne yaparlarsa yapsınlar. Benim şahsen umurumda falan değil. Umurumda olan ne? Kollektif bir özellikte duruşumuzu kaybetmek üzereyiz. Sosyal medya bu tarafımızı ortaya çıkarıyor. Politik çıkarcılığı ülkücülük zannetmeye başladık. Hayıflanışımız onadır.
14 Ağustos 2025
Halil Kaya